Rafet ULUTÜRK
Bulgaristan parlamentosunda yaşananlar, siyasi bir komedi gibi görünse de aslında ciddi bir sistem krizine işaret ediyor. Parlamentonun başkanını seçmek için yapılan sekizinci deneme bile başarısızlıkla sonuçlandı.
Bu yalnızca bir lider seçememek değil, aynı zamanda halkın iradesine ve beklentilerine açık bir saygısızlık olarak yorumlanmalı.
Parlamento Neden Bu Kadar Tıkandı?
Bu sorunun kökünde birkaç önemli neden yatıyor:
1. Partiler Arasındaki Uzlaşmazlık: Parlamentoda bulunan dokuz parti, ortak bir lider üzerinde anlaşamıyor. Halk, farklı görüşlerin bir arada çalışması için bu çeşitliliği sandıkta tercih etti. Ancak partiler, halkın bu mesajını anlayarak uzlaşmak yerine, kendi çıkarlarını korumanın derdinde.
2. Siyasi Hesaplar ve Çıkar Kavgaları: Mevcut tablo, partilerin halkın çıkarlarını değil, kendi siyasi hesaplarını ön planda tuttuğunu gösteriyor. “Kim, kiminle daha rahat iş birliği yaparak devleti yönetebilir?” sorusu, halkın çıkarları yerine kulislerde konuşulan temel mesele haline gelmiş durumda.
3. Halkın Güveninin Zedelenmesi: Bu kriz, sadece parlamentonun değil, tüm siyasi sistemin halk nezdindeki itibarını zedeliyor. Halk, oy vererek temsilcilerini seçiyor, ancak bu temsilciler, halkın sorunlarını çözmek yerine kişisel çıkarlarını ön planda tutuyor.
Sekizinci Deneme Neden Önemli?
Sekizinci kez yapılan parlamento başkanı seçimi, hem bir liderlik krizi hem de partiler arası derin güvensizliği gözler önüne serdi. İkinci tura kalan Doç. Dr. Nataliya Kiselova ve Silvi Kirilov, 118 oyluk çoğunluğu sağlayamadı.
Kiselova: GERB-SDS tarafından desteklenmesine rağmen 87 “evet”, 61 “hayır” ve 88 “çekimser” oy aldı. Bu sonuç, destekçilerin bile tamamen birleşemediğini gösteriyor.
Kirilov: Daha da zayıf bir destek aldı ve seçim sürecinin çıkmaza girdiğini bir kez daha kanıtladı.
Bu durum, parlamentonun ciddi bir yönetim krizinde olduğunu ve çözüm üretmekten çok, zaman kaybettirdiğini açıkça ortaya koyuyor.
Siyasi Krizin Derin Etkileri
Bu kriz yalnızca parlamentoyla sınırlı değil. Bu durumun ülkeye, topluma ve halkın geleceğine etkileri de ciddi sonuçlar doğurabilir:
1. Ekonomik İstikrarsızlık: Parlamentodaki tıkanıklık, hükümetin ekonomik reformlar yapmasını engelliyor. Bu da halkın geçim sıkıntılarını artırıyor ve ülkenin uluslararası düzeyde güvenilirliğini zedeliyor.
2. Toplumsal Güvensizlik: Halkın siyasete olan güveni her geçen gün azalıyor. Bu, toplumda radikal fikirlerin ve yeni, ancak deneyimsiz siyasi aktörlerin ön plana çıkmasına neden olabilir.
3. Etnik ve Kültürel Gerginlikler: Bulgaristan’da Türk ve diğer azınlıkların siyasi arenada dışlanması, toplumsal huzursuzluk yaratıyor. Türk toplumunun etkin bir şekilde temsil edilmemesi, sadece siyasi değil, aynı zamanda toplumsal barışı da tehdit ediyor.
Türkler Olmadan Bulgaristan’da Huzur Mümkün Mü?
Bulgaristan’ın çok etnik yapısı, ülkenin en büyük zenginliklerinden biri. Ancak Türk topluluğuna yönelik ayrımcı söylemler ve sistematik dışlanma, Bulgaristan siyaseti için ciddi bir eksikliktir.
Eşit Temsilin Önemi: Türkler, Bulgaristan nüfusunun önemli bir parçasıdır ve ülkenin kalkınmasında büyük bir rol oynayabilir. Onları dışlamak, ülkenin kendi potansiyelini sınırlamasına neden oluyor.
Uzlaşının Anahtarı: Bulgaristan, Türklerin siyasi ve toplumsal süreçlere daha aktif katılımı olmadan gerçek bir istikrar yakalayamaz. Bu durum, halkın daha geniş bir kesiminin temsil edilmesini sağlar ve siyaseti daha demokratik bir zemine taşır.
Halkın Tepkisi ve Çözüm Yolları
Halk, mevcut duruma artık sabır göstermiyor. Sandık, halkın elindeki en büyük güç ve bu güç, bir sonraki seçimde bugünkü partiler için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Halk, “Yapmayanlar gitsin, yeni gelenler denensin” diyor.
Çözüm için öneriler:
1. Yeni Seçim Yasaları: Siyasi partileri halkın iradesine daha fazla uyum sağlamak zorunda bırakacak yasal düzenlemeler yapılmalı. Çift vatandaşlar seçim hakkı verilsin, seçmenler arasında ayrım yapılmamalı.
2. Azınlıkların Daha Güçlü Temsili: Türk topluluğu ve diğer azınlıklar, parlamentoda daha aktif bir şekilde temsil edilmeli. Bu, toplumsal barışı güçlendirecektir.
3. Sorumluluk Mekanizmaları: Parlamento üyeleri, halkın güvenini kaybetmenin siyasi sonuçlarını hissedecek şekilde sorumlu tutulmalı. Partisinin oy kaybı parti başkanının istifa etmesi gerekir zorlama değil kendisi bunu yapmalıdır.
Sonuç
Bulgaristan’daki siyasi kriz, yalnızca bir liderlik boşluğu değil, sistemin derin bir tıkanıklık içinde olduğunu gösteriyor. Halk artık bu durumu kabullenmiyor ve tepki göstermeye hazırlanıyor. Parlamentodaki temsilciler, halkın sabrını sınamaktan vazgeçmeli ve gerçek sorunlara odaklanmalı. Halkın hakını vermeyen halkı bir birinden ayıran, hor gösteren parti başkanlarının bu parlamentoda yeri olmamalıdır.
Halkın mesajı açık: Eğer çalışmazsanız, yerinizi başkalarına bırakmanın zamanı gelir. Yok bırakmazsanız halk sizi parlamento dışına atar rahat olun. Bu kriz, değişim için bir fırsat olabilir. Ancak bu fırsatı değerlendirmek, siyasi aktörlerin elindedir. Halkın tepkisi ise çok açık: Sandık, bu sefer sessiz bir uyarı olmayacak.