Rafet ULUTÜRK
Geçtiğimiz günlerde, kitap fuarına katılarak hem kitap dünyasına dair yeni keşifler yapmak hem de değerli bir araştırmacı olan Celal Öcal hocamla tanışma fırsatı buldum. Fuarlar, sadece yeni kitaplarla tanışmakla kalmaz; aynı zamanda tarih, kültür ve toplum üzerine derinlemesine düşünme fırsatı da sunar. Bu fuar, benim için özellikle anlamlıydı çünkü Saygıdeğer Celal Öcal Hoca’nın yazmış olduğu İzmir 1914-1922 adlı kitabını imzalatıp, dernek kütüphanemize kazandırmak üzere bir araya geldim.
Kitap fuarları, genellikle kitapların, yazarların ve okurların bir araya geldiği, farklı düşünce akımlarının buluştuğu özel etkinliklerdir. Bu tür fuarlarda, sıradan kitap alışverişinden çok daha fazlası vardır. Yazarlarla doğrudan iletişim kurma, onları dinleme ve eserlerine dair sorular sorma fırsatı, kitapseverler için oldukça değerli bir deneyimdir. Özellikle Celal Öcal gibi derinlemesine araştırmalar yapan, tarihi derinliklerle inceleyen bir akademisyenle tanışmak, tarih meraklısı biri olarak beni oldukça heyecanlandırdı.
İzmir’in Yazılmamış Tarihi: Bir Eserin Derinliği
Celal Öcal Hoca’nın İzmir 1914-1922 adlı eseri, sıradan bir şehir tarihinden çok daha fazlasını vaat ediyor. İzmir, Türkiye’nin en önemli ve en dinamik şehirlerinden biridir; ancak bu şehirle ilgili çoğu zaman göz ardı edilen, yazılmayan ya da yanlış anlatılan bir dönem vardır. İzmir 1914-1922, bu dönemi tüm ayrıntılarıyla gün yüzüne çıkararak, şehirdeki toplumsal, kültürel ve siyasi değişimleri anlatıyor. Saygıdeğer Celal Hoca, bu kitabında sadece olayları sıralamakla kalmamış, aynı zamanda şehrin içindeki bireylerin, ailelerin, toplumların yaşadığı zorlukları ve dönüşümü derinlemesine incelemiştir.
Bu tür eserler, bazen sadece tarihsel belgeler değil, o dönemin insanlarının hissettiklerini, düşündüklerini ve yaşadıklarını anlamaya yönelik bir çaba gerektirir. Saygıdeğer Celal Öcal Hoca’nın kitabı da tam olarak bunu yapıyor. İzmir’in işgali, Kurtuluş Savaşı yılları ve sonrasında yaşananlar hakkında çok şey bilinse de, bu dönemin çok daha derin bir incelemesi yapıldığı zaman, şehirdeki yaşamın zorlukları ve halkın direnç göstermesi, farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Kitap, aynı zamanda İzmir’in sadece askeri bir cephe olarak değil, bir kültür ve toplum mücadelesinin de merkezi olduğunu gözler önüne seriyor.
Kütüphanemize Kazandırdığımız Bir Eser
Fuarda, Celal Öcal Hoca’nın İzmir 1914-1922 kitabını imzalatırken, kişisel olarak bu eserin bir parçası olmanın heyecanını yaşadım. Kitapların sadece okunması değil, aynı zamanda paylaşılarak geniş bir okur kitlesine ulaşması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle, hocamızın kitabını dernek kütüphanemize kazandırmak, bence çok kıymetli bir adım oldu. Kütüphanemize eklediğimiz her yeni kitap, yeni bir bilgi dünyası ve derinlemesine bir keşif fırsatı demektir. Saygıdeğer Celal Öcal Hoca’nın imzaladığı bu kitabı kütüphanemize koyarak, hem derneğimizin üyelerinin hem de gelecek nesillerin bu değerli kaynağa kolaylıkla ulaşmalarını sağladık.
Kitap fuarları, bir topluluğun kültürel gelişimi için büyük bir fırsattır. Edebiyat dünyasının, tarih araştırmalarının ve bilimsel düşüncenin bu kadar canlı bir şekilde bir araya geldiği bir ortamda, kitapları sadece bireysel olarak değil, toplumsal olarak da sahiplenmek gerekir. Kitapların bir araya geldiği kütüphaneler, aslında bir halkın ortak hafızasını oluşturur. Saygıdeğer Celal Öcal Hoca’nın kitabı da, İzmir’in yakın tarihini anlatan önemli bir belge olarak, bu hafızanın bir parçası olacaktır.
Yazarla Birebir Buluşmanın Önemi
Kitap fuarlarında, okurlar yazarlarla birebir iletişim kurma şansı bulur. Bu durum, hem okurun yazarını daha iyi tanımasına olanak tanır hem de yazara, okurlarının bakış açılarını ve düşüncelerini doğrudan dinleme fırsatı verir. Saygıdeğer Celal Öcal Hoca ile gerçekleştirdiğimiz kısa ama anlamlı sohbet, bana kitabın derinliği hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatı sundu. Kitabın yazılma süreci, araştırmaların nasıl yapıldığı ve hocanın bu süreçte karşılaştığı zorluklar hakkında bilgi almak, eserin daha değerli hale gelmesini sağladı. Yazarların bakış açılarından beslenmek, bir eserin gerçek değerini anlamak için oldukça önemli bir adımdır.
Fuarda, bir kitapla tanışmak, onun yazarını tanımak ve eserin imzalı bir örneğini edinmek, okurlar için unutulmaz anlar yaratır. Bu an, sadece bir kitap alışverişi değil, aynı zamanda bir kültür alışverişidir. Yazarın dünyasına girmek, onun düşünce tarzını keşfetmek ve kitabı okurken yazarla bir anlamda “dialog” kurmak, her okurun yaşaması gereken özel bir deneyimdir.
Sonuç: Geleceğe Işık Tutan Bir Eser
Saygıdeğer Celal Öcal Hoca’nın İzmir 1914-1922 adlı kitabı, İzmir’in yakın tarihini yeniden yazıyor. Bu eser, hem İzmir hem de Türkiye tarihi üzerine derinlemesine bir bakış sunarken, aynı zamanda bir şehri anlamanın ne kadar çok katmanlı bir süreç olduğunu gösteriyor. Kitap fuarında Saygıdeğer Celal Hoca ile tanışmak ve onun eserini kütüphanemize kazandırmak, benim için çok kıymetli bir deneyimdi. Bu tür buluşmalar, sadece kitap dünyasının değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın güçlenmesi adına büyük bir adım. Celal Öcal Hoca’yı bir kez daha kutluyor ve onun gibi değerli araştırmacıların daha nice eserler ortaya koymasını diliyorum. Kitapların gücü, toplumları dönüştüren en önemli etkenlerden biridir ve bu fuar da bu gücün bir yansımasıydı.