Yazarlarımız

Türkleri Yeniden Tarif Etmeliyiz

Rafet ULUTÜRK

Türklerin tarih sahnesinde oynadığı büyük rol, bugün bile tüm dünyada yankılanmaya devam ediyor.
Ancak, modern dünyada bu kimliği derinlemesine anlatmak ve anlamak için bir güncellemeye ihtiyacımız var. Türklerin özü, onların kadim değerlerinde ve ruhlarında saklıdır. Adaletli, hakkaniyetli, ahlaklı, merhametli, vicdanlı ve cesur olmaları Türk milletinin en büyük vasıflarını oluşturur. Gelin, bu değerleri tek tek ele alalım ve bu milletin gerçek tarifini yapalım.

Türklerin Tarifi:

Adaletli

Türklerin adalet anlayışı tarih boyunca destanlara konu olmuştur. Adalet, yalnızca hukuk kurallarıyla sınırlı kalmayan; aynı zamanda toplumun vicdanına ve bireylerin özünde var olan insani değerlere dayanan bir ilke olmuştur. Türk devlet geleneklerinde padişahların dahi halka hesap verdiği adalet divanları kurulmuş, her bireyin hakkı korunmuştur. Adalet, Türk’ün temel değeridir; çünkü adalet olmadan toplumu ve devleti ayakta tutmak imkansızdır.

Hakkaniyetli

Türk milletinin hakkaniyet duygusu, her daim haklıyı haksızdan ayırma isteğiyle şekillenmiştir.
Bu toplum, bireylerin hakkını gözeten bir kültüre sahiptir. Özellikle savaş zamanlarında bile esirlerin haklarına saygı gösterilmiş, adil bir yönetimle halkların arasında birliği sağlamıştır. Hakkaniyet,
Türklerin hem kendi içlerinde hem de diğer milletlerle ilişkilerinde belirleyici bir rol oynamıştır.

Ahlaklı

Ahlak, Türk kültüründe aileden başlayarak topluma yayılan bir değerler bütünüdür.
Ahlak, bireyin iç dünyasından topluma yayılan ve toplumun temeline oturan bir unsurdur.
Türk toplumunda, doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi kavramlar, ahlak anlayışının bir parçası olarak nesilden nesile aktarılmıştır. İyiyi kötüden ayıran, değerleri koruyup yücelten ahlak yapısı,
Türk milletinin hem birey olarak hem de toplum olarak ayakta kalmasını sağlayan temel güçlerden biridir.

Merhametli

Türkler, her zaman mazlumun yanında olmuş, düşmüşe el uzatmış bir millettir.
Türk milletinin merhametli oluşu, sadece dostlarına değil, düşmanlarına bile insanca davranmasına vesile olmuştur. Türk tarihinde savaştan sonra esir alınanlara dahi merhamet gösterildiği, savaş meydanında dahi adaletin ve insanlığın ön planda tutulduğu birçok örnek vardır. Merhamet, Türklerin insan sevgisini yansıtır; bu yüzden, Türk milletini tarif ederken merhamet duygusunu anmadan geçmek imkansızdır.

Vicdanlı

Vicdan, Türk milletinin ruhunun derinliklerinde saklı olan ve her durumda doğruyu yapmaya yönlendiren bir pusuladır. Bu pusula, onları her daim adil ve hakkaniyetli davranmaya, zayıf olanı korumaya, başkasının hakkını yememeye yöneltmiştir. Vicdan, yalnızca bireysel bir duygu değil, aynı zamanda toplumsal bir ahenk unsurudur. Toplumun huzurunu sağlayan ve bireyleri daha iyi bir insan olmaya yönelten bu vicdan, Türk milletinin kalbinde yatan en değerli özelliklerden biridir.

Cesur

Cesaret, Türk milletinin var oluş mücadelesinde en öne çıkan niteliklerden biridir.
Tarih boyunca Türkler, bağımsızlıkları ve değerleri uğruna canlarını ortaya koymaktan çekinmemiştir. Savaş meydanlarında gösterdikleri kahramanlıklar ve zorlu mücadelelerde gösterdikleri cesaret, Türk’ün adının cesaretle anılmasına neden olmuştur. Bu cesaret, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda manevi bir güçtür. Zorluklar karşısında yılmayan, inandığı doğrular için her türlü riski göze alan bu millet, cesaretiyle örnek olmayı başarmıştır.

Sonuç

Türkleri yeniden tarif etmeliyiz, çünkü dünyada adalet, hakkaniyet, ahlak, merhamet, vicdan ve cesaret gibi değerlerin öneminin arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu değerleri benimsemiş bir milletin fertleri olarak, tarihten aldığımız ilhamla bugün de aynı değerlere sahip çıkarak insanlığa örnek olabiliriz.
Kendimizi ve köklerimizi yeniden tanımlayarak, daha sağlam bir geleceğe adım atabiliriz.

Bir Cevap Yazın