Hazırlayan: Ahmet AĞCA
Türk Tarihine, boylarına ve soylarına merakı olan kandaşlarımız mutlaka duymuşlardır Hakasya Türkleri’ni. Zira sayıları pek az olsa, hemen hemen sesleri hiç duyulmasa da Kızıl Elma’nın bir köşesinde onlar da hâlâ vardır. Unutulmamalıdır ki Türk’ün nefes aldığı heryer Kızıl Elma’dır. Bazen Çin, bazen Mâçin…
Hakasya Cumhuriyeti – Hakas Türkleri
Hakasyalı soydaşlarımız, bugün maalesef pek çok Türk topluluğu gibi Rus nüfuzu altında yaşayan bir topluluktur. Rusya’da Yenisey Irmağı’nın yukarı kesimindeki Abakan Bölgesi’ni mesken tutan kandaşlarımızın kökeni Kırgız Türkleri’ne dayanmaktadır.
Öyle ki Kırgızlar’ın meşhur destanı Manas’ta bile kendilerine yer bulan bu topluluk, Tanrı Dağı Kırgızları denilen diğer Kırgızların kitlesel göç hareketlerine katılmamışlar ve Yenisey Bölgesi’nde kalmışlardır.
Çin kaynaklarında bu Türkler Heges ismiyle anılmıştır ki, bugün isimlerinin Hakaslar diye anılmasının altında bu tarihsel kullanımın yatıyor olması kuvvetle muhtemeldir. 15.yy’dan sonra bu bölgelerin Ruslar tarafından işgal edildiği dönemde, Hakasların Tatarlar ismiyle anıldığı ancak daha sonra onların ayrı bir kimlik taşıdığının kabul edildiği bilinmektedir.
Uzun Süren Rus Esareti
Hakas Türkleri, Yenisey bölgesindeki pek çok Türk topluluğu gibi 15.yy’dan sonra Rus nüfuzu altına girmeleriyle, sonu bir türlü bitmeyen bir esaret dönemine girmişlerdir. Zaman zaman Rus egemenliğine karşı isyan hareketlerine girişseler de nüfusları pek az olduğu için istiklâllerini bir türlü gerçekleştirememişler, Rus boyunduruğundan asırlar boyu kurtulamamışlardır.
Sayıları bu kadar az olmasına rağmen, Hakas Türkleri’nin en büyük başarısı milli kimliklerini büyük ölçüde korumuş olmalarıdır. Zira Çarlık Rejimi’nin tüm despotik baskı ve dayatmalarına karşı Hakas Türkleri özgün kültürlerini uzun yüzyıllar boyunca korumuşlardır.
O vakit biz de tüm bu ayrıştırmalara inatla Ziya Gökalp üstadımız gibi diyelim ki;
“Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı.
Türk’üm bu ad her unvandan üstündür.
Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı,
Türk Milleti bölünmez bir bütündür.”