Araştırma-Tarih

Cermen de Türk Yazısı Çıktı! Tarih Felsefecisi Çağıl Çayır’ın Büyük Keşfi

Ibrahim SOYTURK

Cermenlerin kadim runik yazısının kökeninin Türk yazısına dayandığını hiç düşündünüz mü? Bu, sıradışı bir iddia gibi görünebilir; ancak tarih felsefecisi ve genç bilim insanı Çağıl Çayır, bu konuyu araştırıp net bir tablo ortaya koymuş durumda. Almanya’da yaşayan ve 1990 doğumlu olan Çayır’ın Almanca yazdığı ve kısa süre önce Türkiye’de Türkçe olarak da yayımlanan kitabı “Cermen Runik Yazısının Türk Kökeni” başlıklı çalışması, Türk ve Cermen halkları arasındaki kültürel kökenleri tartışmaya açan yeni bir araştırmaya imza atıyor.

Bin Yıllık Gerçeğin Üzerine Örtülen Sis Perdesi

Çağıl Çayır’ın araştırmaları, yalnızca Türklerin tarihine dair bir açıklama değil; aynı zamanda Batı’nın kökenlerine dair uzun süredir var olan bir gerçeğin üzerindeki sis perdesini aralıyor. Çayır’a göre, Batılı akademisyenler, Cermen ve İskandinav halklarının köklerindeki Türk izlerini sistematik bir şekilde göz ardı etmiş. Bu durum, Orta Çağ’dan bu yana süregelen bir ideolojik baskının sonucu olabilir. Türkleri kardeş olarak gören Orta Çağ Avrupası, İstanbul’un fethi sonrasında Roma Kilisesi’nin yürüttüğü Anti-Türk propagandası ile bu kökleri görmezden gelmeye başlamış. Türklerin yabancı ve hatta düşman olarak görülmesi gerektiği fikri, Avrupa’nın bilim dünyasında yer etmiş ve bugüne kadar düzeltilmemiştir.

Runik Yazıların Peşinde: Kültür ve Dilin İzleri

Çayır’ın kitabı, Cermen ve İskandinav runik yazısının Türk runik yazısıyla olan benzerliklerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu benzerlik, runik yazının kökenine dair ortak bir dilsel miras fikrini destekler nitelikte. 13. yüzyılda İzlandalı tarihçi Snorri Sturluson’un eserlerinde bahsettiği gibi, İskandinav halklarının atası sayılan Odin’in Türk yurdundan geldiğine dair efsaneler, Orta Asya ve Türkistan coğrafyasına işaret ediyor. Tarih boyunca birçok Batılı bilim insanı bu bağlantıyı dile getirse de, bu bilgi Batı akademik dünyasında çoğunlukla göz ardı edildi veya engellendi.

Batı Bilim Dünyasında Türk Kökeni Reddetme Eğilimi

Peki, bu kültürel bağlantı neden reddediliyor? Çağıl Çayır, Batı’nın Türk kökeni kabul etmemek için büyük bir çaba sarf ettiğini vurguluyor. Özellikle Hint-Avrupa dil teorisyenlerinin, köken araştırmalarında Türkleri işin dışında tutmak için alternatif teoriler geliştirdiğini belirtiyor. Bu yaklaşım, Batı’nın Türk kültürel etkisini kabul etmek istememesinin sonucu olarak görülebilir. 15. yüzyıldan sonra Roma Kilisesi tarafından yayılan Anti-Türk propagandasının etkisiyle, Türkleri köklere bağlayan her ipucu tarihten silinmiş veya yok sayılmış. Türkler hakkında barbar İskit imgesi işlenmiş, ancak ironik bir şekilde günümüzde Avrupalıların İskit soyundan geldiği fikri kabul gören bir teori haline gelmiştir. Avrupa kültüründe Türk kökenini kabul etmeme eğilimi devam ederken, Çayır’ın kitabı gibi çalışmalar bu ideolojik tabuları sorguluyor.

Odin’in Türk Olduğunu Söyleyen Batılı Bilginler

Çayır’ın araştırmaları yalnızca teori üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bu görüşü destekleyen Batılı bilim insanlarını da gözler önüne seriyor. İzlandalı tarihçi Snorri Sturluson’un yanı sıra, İsveçli filolog Johan Gabriel Sparwenfeld ve Alman tarihçi Philipp Johann von Strahlenberg gibi isimler de İskandinav halklarının Orta Asya kökenlerini ortaya koyan önemli bilim insanları arasında yer alıyor. İsveçli tarihçi Sven Lagerbring ve Danimarkalı tarihçi Peter Frederik Suhm, Odin’in Türk olduğunu veya en azından Türk adını taşıdığını ifade etmişlerdir. Coğrafya biliminin kurucularından Alman bilim insanı Carl Ritter ise Avrupa’daki runik yazının kökeninin Sibirya ve Orta Asya’da aranması gerektiğini belirtmişti.

Gerçek Bilim ve Tabuları Kırma Çabası

Çağıl Çayır’ın kitabı, yalnızca tarihî bir tez sunmuyor, aynı zamanda bilimin nesnel bir gerçeği ortaya koyma çabasını da yansıtıyor. Çayır’a göre, gerçek bilim insanlarının motivasyonu, ideolojilerden bağımsız olarak gerçeklere ulaşmaktır. Ancak Avrupa’da bilim dünyasının bile tarihsel önyargılarla şekillenmiş olması, Türklerin dünya kültürüne olan etkisini ortaya koymada uzun yıllar süren bir gecikmeye neden oldu. Çayır’ın çalışması, günümüz bilim dünyasında bu ideolojik tabuların aşılması gerektiğini ve kültürel kökenlere dair daha objektif yaklaşımların önemini vurguluyor.

Cermen Runik Yazısının Türk Yazısına Dayanmasının Önemi

Çağıl Çayır’ın araştırması, Türk kültürünün tarihî açıdan ne kadar geniş bir etki alanına sahip olduğunu gösteriyor. Cermen runik yazısının Türk runik yazısından türemiş olma ihtimali, yalnızca tarihsel değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşümün işareti. Türklerin tarihin derinliklerinde ne kadar geniş bir etki alanına sahip olduklarını anlamak, dünya kültürleri arasındaki bağları daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir.

Çağıl Çayır’ın çalışması, tarih ve kültür araştırmalarında nesnel olmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Avrupa halklarının ve kültürlerinin kökenine dair daha kapsamlı çalışmalar yapıldığında, belki de daha fazla bağlantı gün yüzüne çıkacak ve Türklerin dünya tarihine olan katkıları daha açık bir şekilde kabul edilecektir.

Bir Cevap Yazın