Yazarlarımız

TÜRK DÜNYASI MEDYA MENSUPLARI TOPLANTISINDA KONUŞMA

İSTİKBAL’DE, “TURAN ÜLKELERİ”
TÜRK DÜNYASI’NIN SAYGIN GAZETECİLERİ
DEĞERLİ FİKİR ADAMLARI FEDAKÂR YOL VE DAVA ARKADAŞLARIM.

YAFEM Derneği Genel Başkan Yrd. Fikret KIR, Değerli protokol, Türk Dünyasına mensup güzide SİYASETÇİLERİ VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZIN saygın yöneticileri, kıymetli basın mensupları ve sevgili hanımefendiler beyefendiler.

Bu gün Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin ve Aziz Milletimizin güzide şehrimiz, “YEMYEŞİL YALOVA”da sizlerin de fedakâr, Cefakâr ve sınırsız vefakârlıklarınız ile birlikte tarihe yeniden not düşüyoruz.

BULTÜRK-BGSAM olarak;

Çok değerli, YAFEM Başkanımız başta olmak üzere, bu güzide toplantının yapılmasında emekleri geçen katkı sağlayan tüm yazarlar ve gazeteci arkadaşlarımızı yürekten kutluyor toplantımızın başarı ve muvaffakiyetler ile hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Öncelikle sizlere, başta bu güzide toplantımızın tertip komitesi olmak üzre haziruna ve tüm destek sağlayan katılımcı kardeşlerimize, Bulgaristan’da doğmuş olmakla beraber  hayatımın halen sürdürdüğüm ve en önemli  bölümü olan bölümünü ise, ANA VATAN olarak kabul edip uğruna baş koyup can verdiğimiz Türkiye’de devam ettiren, YESEVİ yolunu yol bellemiş

TÜRK-İSLAM kültürünün TURAN ve KIZILELMA mefkûresi ile dop dolu bir soydaş, kardeşiniz olarak;

Bulgaristan’ın,
Özgürlük Savaşçısı, hayatının 25 yılını hapislerde ölüm kamplarında geçiren Büyüğümüz, Nuri Turgut ADALI’nın,
Dünyayı kolları ile kaldıran Naim SÜLEYMANOĞLU’nun,
Dünya güreş minderlerinde yenilmeyen Koca YUSUF’un,
Yazar şair mütefekkir dava adamlarımızın önde gelen bayrak isimlerimiz,
Ömer Osman ERENDORUK, Recep KÜPÇÜ, Süleyman Hilmi TUNAHAN,
Cennet mekân
Ahmet DAVUTOĞLU Hocamızın memleketi olan bizimde memleketimizin ve Balkanların çilekeş “EVLÂDI FATİHANLARI” Bulgaristan Türklerinden hepinize kucak dolusu sevgi ve selamlar getirdim.

Ben buraya sizlerle birlikte TÜRK DÜNYASI’NA mensup Gazeteci kimlikleriyle ve kılıçtan keskin kalemleriyle korkusuzca mücadele veren kardeşlerimizle sorunlarımız ve halli ile ilgili istişarelerde, karşılıklı fikir alış verişlerinde bulunmak üzre geldim.

Tüm dünyada olduğu gibi kadim coğrafyalarımız TÜRK DÜNYASI ve İSLAM Âleminin bulundukları tüm coğrafyalarda maalesef sıkıntılı, kaosla dolu günleri yaşıyoruz.

Ancak; Her yokuşun bir inişi, her gecenin bir gündüzü olduğunu bildiğimiz gibi, her döneminde bir firavunu bir de MUSA’sı olduğunu hepimiz adımız gibi biliyoruz. Bu yüzden önümüzde NURLU SABAHLARA kavuşacağımız güzel günlerin olduğunu belirtmek isterim.

Yılmadan, yılgınlık göstermeden Azim ve sabırla istirahatlerimizden vaz geçerek çalışmak suretiyle üzerimizde bulunan gaflet uykusunu atarak 21. Asır TÜRK ASRINA ulaşmak üzre emin adımlarla ilerleyeceğiz.

Unutmayın ki; toprağa atılan bir çekirdek (tohum) dahi kabuğunu kırmadan çatlamadan ve toprakta bulunan hayat iksirine ulaşmadan filiz veremiyor.

Zira;

Çekirdek iken filiz olmak için önemli bir evreden geçerek toprağın altından üstüne çıkmak gerekiyor. İlla bir takım sıkıntılar olacak, ama ben size güzel şeylerden bahsedeceğim inşallah.

Türk Dünyası toplantılarında konuşmacılarımız haklı olarak kendi bölgelerinde problemleri anlatırken içimizde ümitsizlikler karamsarlıklar oluyor. İşte halimiz şöyle kötüdür, böyle kötüdür.

Türklerin yaşadığı bölgelerde halimiz kötü, evet durumumuz pekiyi değil tüm Türk dünyasında hatta tüm Türk-İslam âleminde sıkıntılarımız çok hatta çok yerde kan ve gözyaşları dinmiyor.

İşte bu hadiseler bize hepimizi tanıma öğrenme fırsatı veriyor ve bize kardeş olduğumuzu hatırlatıyor.

Evet, Biz Türkler dünyada yaşayanlar bir birimizi yeni yeni keşfetmeye başladık.

Çünkü bizler, yıllardır kendi kültürlerimizden örf, adet, inanç ve geleneklerimizden uzaklaştık, birlik ve beraberliklerimizi oluşturamadık. tabirimi hoş görün, paramparça olduk.

Müslümanlar da hala Müslümanlığının farkında değiller, o idrakte değiller hepimiz bir takım değerlerimizi kaybetmişiz.

Neyin, neye sahip olduğumuzun farkında bile değiliz.

İşte burada, bu vesileyle bir araya gelerek bizler bir birimizi tanıyor, bir birimizi öğreniyor kardeş olduğumuzu ve köklerimizin aynı olduğunu keşfediyoruz.

Evet, yeni yeni bir birimizi tanıyor bir birimizi öğreniyoruz.

Yaşadığımız son 30 yıl bize bir birimizin tanımamızı ve aynı zamanda İslam’ı keşfetmemizi de öğretti. İşte biz Türklerin, Türklükle birlikte çoğumuzun Müslüman olduğumuzu da öğrenmiş olduk.

Bizler hem Türk’üz hem Müslüman’ız elhamdülillah.

İşte bu unsurun birleşmesi ile birlikte bizleri öyle bir gelecek bekliyor ki, inanın bu bütün milletleri kıskandırıyor.

Zaten dünyanın bizimle uğraşmalarının sebebi de budur.

Buna yürekten inanmanızı istiyorum. Bunu hamasetle falan anlatmıyorum. Sizin hikâyeniz Kuranda, Tevrat’ta hatta İncil’de de var.

Tevrat, İncil ve Kuran; bunlar o istikbalden bahsediyor gelecek ihtişamlı Hz. Peygamberimizin,(sav) “bir gün bile kalsa benim soyumdan birisi dünyaya hükümdar olacak ve adaleti tam tesis edecek” dediği zamanlar an meselesi kapımıza kadar geldiği görülüyor.

Tıpkı bir doğum vesilesiyle olan acılı fakat tatlı ve sevinçli doğum sancısı gibi.

Bu işlerin öyle kolay kolay olmayacağını da hatırımızdan çıkarmayalım. Burada toplantımızda bakıyorum ki, kadınlarımız da eskisine rağmen daha büyük çoğunlukta elhamdülillah. Anne olmak kolay mıdır, hayır!

Ne kadar büyük acıları var, ne kadar zorlukları var, ama sonra muazzam bir evrenin oluşmasına sebep olacak olan evlatlar doğuyorsunuz ve bir kâinat ortaya çıkıyor.

Şimdi Milletlerin de rahminden yeni bir medeniyetin doğması bu kadar sancılıdır. Tabi bunlar kansız gözyaşsız olmaz, çağırışız, haykırışsız olmaz, olamaz. Hayat bu!

Evet, TÜRK Milleti tarihi vesikalara göre yaklaşık 5000 yıldır bizler muktedir olarak bu topraklardayız.

Altaylardan çıkmışız, sadece buraya değil dünyanın her yerine dağılmışız, fakat özellikle 3 kıtasında gerçek söz sahibi olmuşuz. Bütün kıtalarda bizim dedelerimizin hatıraları, bütün kıtalarda bizim atlarımızın nal sesleri var. Tüm dünyada Türkün ve Türklüğün kadim ve insan haklarına sahip saygılı medeniyet ve yönetiminin izleri var.

Bizi tanıyorlar, biliyorlar, bir de şunu çok iyi biliyorlar ki; bu Millet ayağa kalkarsa gerçekler ortaya çıkacaktır.

Biz Siz hep birlikte ayağa kalkarsanız birliğimizi oluşturabilirsek onların hükümdarlıkları sona erecektir.

İşte o yüzden de size fırsat vermemek için her yolu deniyorlar. Dinimizi Türklüğümüzü kullanıyorlar, hocalarınızı size karşı kullanıyorlar, cemaatlerinizi, aydınlarınızı size karşı kullanıyorlar, basın –TV’lerinizi, parti ve STK’larınızı size karşı kullanıyorlar.

Çünkü esas olan bu millettir.

Sizleri temin ederim ki; Türk Milleti düşerse Türklüğü ve İslam’ı yeniden ayağı kaldıracak dünyada başka bir Millet yoktur.

Fakat bu başarılırsa bu çekirdek öyle bir filiz sürecek ki, bunu daha o zamanlar peygamber müjdelemiş o zaman gelecek diye.

Peygamberimiz bu Milleti birkaç defa müjdeledi, Kuran’da müjdeledi. Bunu tüm MÜFESSİRLER bilirler.

Kur’an’da Maide Suresi 54.ayette, “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihat ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın dilediğine verdiği bir lütfüdür. Allah’ın lütfü geniştir;

O, her şeyi bilir ”

HAKKI YÜKSELTMEK, MAZLUMA ŞEMSİYE OLMAK VE KÂFİRİN KARŞISINDA izzetle durmak üzere sıfatları belirtilmiştir ki işte onları getiririz” der. Tefsircilerin ekserisi olarak görüşleri bu millet TÜRK MİLLETİ olduğunda ağırlıklı olarak müttefiktirler.

Bunlar doğudan geldiler Türk Soylulardan ilk Müslümanlığı kabul eden İtil Volga Bulgar devleti ardından 20 yıl sonra Kara Hanlılar ile birlikte vazifeyi üzerine aldılar.

Neyi üzerine aldılar, din için cihat. Yani din için mücadele etmek, din için savaşmak, Allah için savaşmak veya Müslümanların huzuru için, Müslümanların ve Türklerin korunması için savaşmak işini üstüne aldılar. Ne zaman 920’de itil Volga Bulgarları ve 940 yıllarından itibaren Karahan, Karamanlılar.

Ondan sonra da elhamdülillah 1000 senedir bu Millet İslam adına İslam’ın bayraktarlığını yaptı bu topraklarda.

Bayraktarlığını yaparak bu günlere geldi. Hz. Peygamberin hadisleriyle bir diğer müjdesi; “İstanbul Feth olunacaktır, onu Fetheden ne güzel komutandır, onun askeri ne güzel askerdir” müjdesidir. Bu övgüye layık olan işte sizsiniz, yani Türk Milletidir.

İşte önümüzde yine sizi bir muhteşem bir görev, muhteşem bir gelecek bekliyor.

Osmanlı öldü, Türk-İslam öldü, Osmanlı öldüğünden bu yana Müslümanlar başsız, garip, kimsesiz, tarumar.

Bizleri hepimizi bir birimize düşürmüşler ve o onu vuruyor, bu onu vuruyor, çünkü hepimiz başka niyetler ve amaçlar ve araçlarla başka insanların güdümüne girmişiz.

Tek fark; kimisi Amerikan taraftarı oldu, diğeri İngiliz, Rus, Alman, Fransız sömürgesi oldu ve o oradan tahrik ediyor, bu buradan tahrik ediyor ve hepimiz bir birimizle uğraşıyoruz.

ARTIK BU MİLLETİ TEK MERKEZDEN YÖNLENDİRİLMELİ BU ÇATI DA BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYEDİR.

Bu da normal, böyle zamanlar olur işte!

Bu zamanlar bize yeniden birlik olmamız gerektiğini, hepimizin bir merkeze toplanmamız gerektiğini, yeniden kardeş olmamız gerektiğini yaşayarak öğretti.

İşte Türk-İslam Dünyası kardeşliğini birlik ve beraberliğimizi oluşturmak şart oldu. Tekrar tek bir çatı altında birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.

İşte bu merkez nerede ve en önemlisi bunu kim yapabilir?

Bizim tekrar tek bir çatı altına toplanmamız gerektiği şart.

İşte önemli sorun bu, çatı neresi?

Öncelikle Türk Cumhuriyetlerine bir bakalım;

Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve KKTC bunlar daha çok genç cumhuriyetler ve daha çok çok genç ve tecrübesizler.

Ayrıca İslam âlemine de bir göz atalım;

Burada bunu kim yapabilir; uzaktan baktığımızda Arabistan yapabilir, Mısır yapabilir, İran yapabilir öyle değil mi?

İşte şimdi bir de hangisinin bunu yapma kabiliyeti olduğuna daha yakından bir bakalım;

Arabistan, mezhep taassubu içerisinde kendi mezhebinden olmayana cami bile yaptırmıyor, böyle bir şey olamaz, İslam bu değil.

İran Şii olmayana elini bile uzatmıyor,

Mısır Avrupa’nın elinde oyuncak olmuş hiçbir özgürlüğü kalmamış.

Ben de diyorum ki; ümit var olunuz bütün bu kavgalara rağmen. Bütün bu belalara sürekli başımızda bela ve problem bulunmasına rağmen yılmadan, durmadan yürümeye devam ediyoruz.

İşte bunlar zaten gösteriyor ki, biz birlikte bir şeyiz. Dünyaya bir bakın herkes her şeyi yapıyor, kimse dur diyemiyor.

Fakat bir ülke, Türkiye çıktı ve ben bunu kabul etmiyorum dedi.

Dünya ayağı kalktı. Herkes ittifak oldu, hepsi de Türkiye’ye karşıtı ittifaklarda buluştular. Rusya dün bağırmaya ve saldırmaya başladı, İran her zaman olduğu gibi aynı davranışta bulundu hâlbuki bu ülkeler sözde Türkiye ile ittifaktaydı.

Peki, bu karşı ittifaklar niye, çünkü bizi bizden daha iyi tanıyorlar.

Bu bölgelerde birlik olursa, ortak şuur gelişirse ve bölge halkları Türkleri tanırlarsa yeniden Türk-İslam birliği ayağı kalkacak.

Biz Türkler girersek orada işin hakikati ortaya çıkacak.

Türk – İslam birliği ayağa kalkacak. Bu bölgeler tekrar Türkü tanıyacak hatırlayacak. Çünkü dünya çok iyi biliyor ki, Türklerin iktidarında herkese, her topluluğa, halkların tamamına özgürce yaşama hakkını verir. Gerçek Adalet, ahlak, hak ve hukuk vardır, bakın dünya’da 200 yıldır hukuksuzluk sürüyor, kaç devlet bunun farkında, işte bu gün bunun sonu geliyor. Bu sonu da getirebilecek dünyada tek ülke var o da Türkiye.

Bunun sonunu biz getireceğiz.

Allah’ın izniyle bu Millet Büyük Güçlü ve Yeni Türkiye’yi yeniden Türk Dünyası ve İslam yurtlarını tek merkeze toplamaya başladığına tanık oluyorsunuz bütün şartlar ve bütün sular bu havuza TÜRK HAVUZUNA doğru akmaya başladı.

DÜNYADA TÜM IRMAKLAR, BARAJLAR TÜRKİYE’YE AKMAYA BAŞLADI. TÜRKİYE OKYANUSA DÖNÜŞMEYE BAŞLADI. İŞTE O SEBEPLE BU GÜN KÜRESEL GÜÇLER TÜRKİYE’Yİ DURDURMAYA ENGELEMEYE ÇALIŞIYORLAR.

Dünyanın en zengin petrol yatakları Arabistan’da ve geleceğin uzay enerjisi toryum da Türkiye’de, daha birçok yeni yeraltı zenginlikler de burada hatta dünya üzerindeki toryum rezervlerinin %80’i de Türkiye’de, yani Cenab-ı Allah nimetleri size bol bol vermiş zaten.

Peki, bu zenginlikleri kim kullanıyor?

Bu gün Müslüman olan Suudi Arabistan petrol zengini, fakat bu petrollerden ancak beşte-altıda birini ancak Arap halkına kalıyor. Diğeri AB-ABD aralarında paylaşılıyor, yine İran petrollerinden İran’a kalan üçte biridir. Yani bir yerde krallık var aman benim krallığım gitmesin, muhafaza edeyim diye rüşvet veriyor, diğer tarafta da aman biz koltuğumuzdan gitmeyelim diye rüşvet veriyor ve böylece Müslümanlar ele geçirilmiş ve onları yönetenlere uşaklık yapmaktan başka hiç bir şey yapamıyorlar. Burada yaşayan Müslüman halk da inin inim inliyor.

İşte böyle bir durumda biri çıktı, böyle olmaz kalkın ayağa dedi. İşte bu Türk Milletidir.

Değerli kardeşlerim bu günkü dünya nüfus biçimlenmesinin altında da Türkler vardır. Biliyorsunuz Amerikalı birinin bir kitabı çıktı – “Türkler hepimizin atasıdır” diye. Tabi biraz ironi yapıyor amma gerçekten çok büyük bir haklılık payı vardır.

Bir göz atalım bu günkü Hindistan’ın yapısını oluşturan Türklerdir. Uzun zaman Hindistan’ı idare eden Türk boylarıdır.

Çinin zaten hikâyesini anlatmaya gerek yok.

Türklerden kurtulmak için dünyanın en büyük eserini Çin duvarını yapmışlardır.

İran da keza öyle, peki Rusları alın, biraz hamamda keseleyin altından Altın ordu çıkar. Avrupa’nın büyük bir demografik kısmını yine Türkler Atilla üzerinden yapmışlardır.

Ne zaman bir yerde bir fitne çıksa, Cenab-ı Hak bu kitleyi gönderir, orada onları imha eder yok eder kendisi de erir ve değişir.

Roma basmıştı Hıristiyanlığın boynuna, Hıristiyanlık yok olmak üzereyken Atilla çıktı dayandı Roma kapısına ve “Allah için çalışan bu din hizmetkârlarına dokunmayacaksın” dokunduğun zaman ey Roma tepene yıkarım dünyayı dedi ve o günkü Papalar geldiler Atilla’nın kılıcını öptüler ve “sizi bize Allah gönderdi” dediler.

Bu Millet bu kadar büyük işler yapmış, bu Milletin dünyada karışıklıklar haksızlıklar çoğaldığında meydana çıkmıştır ve yine o gün gelip çatmıştır.

Ayrıca İran 2015 yılında bir açıklama yapmıştı.

Ne demişti biz 250.000 milis hazırlamışız ve resmi olarak bunu da izah ettiler. Eğer 15 Temmuz 2016’da başarılı olsalardı onlardan 50.000 milis Türkiye’ye gelecekti. Bu konu ile ilgili İncirlikte yapılan bir toplantıda İranlı bir generali yaptığı pazarlıkta bir konteyner para karşılık anlaşmışlardı. Evet, bu konteyner Türkiye’ye geldi, bu konteyner de paralar 50.000 milise dağıtılacaktı, eğer başarılı olsalardı.

15 Temmuzda Çok şükür Türkiye bunlara el koydu. Dertleri neydi?

Türkiye’de iktidarı değiştirmektir, yani darbe yapmak. Eğer bu gün, Türkiye’de bir Kürt hâkimiyeti olsaydı, bir Gürcü hâkimiyeti olsaydı, bir Rum hâkimiyeti olsaydı kimse Türkiye’de darbe veya yönetim değiştirmeye uğraşmayacaktı.

Burada problem Türkler olduğu içindir. Neden bunlar yapılıyor?

Çünkü Türkiye’de iktidar onların, ABD’nin emirlerini artık dinlemiyor. O sebepten Türkiye ile uğraşıyorlar.

Neden? Çünkü şunu çok iyi biliyorlar ki, Türk buradan gittiğinde, Türk-İslam adına kavga edecek hiç kimse kalmıyor.

Bir Fransız sosyolog 1988 de bir makalesine şöyle diyordu.

“Türkler Avrupa’ya gelmeden önce burada Müslümanlar vardı amma bizim cami ve minare derdimiz yoktu”.

Kim bu Türkler bizim Türkiye’den giden sıradan işçilerimiz, yani sizlerin babaları dedeleri. Gitti Avrupa’ya oturdu ve ben cami istiyorum dedi.

Yani diyor ki “Önceleri Arap Müslümanlar vardı Hindistan, Pakistan Müslümanları vardı hiç kimse bizden minare cami istemedi. Bunlar geldiler hemen bizden minare istiyorlar.” Evet, niye çünkü Türk kurucudur, Türk kurucu millettir.

İşte bu gün de onlar için her şey doğru giderken biri çıktı

“VAN MİNUT” dedi. “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” dedi ve tüm dünya dengeleri yerinden oynadı.

Bunca yıldır kurdukları sistemleri alt üst oldu. Şimdi (BM) Birleşmiş Milletler Dünyayı yönetenlerin tek düşmanları var oda Yeni Türkiye’nin Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’dır. Bir de ona destek veren Devlet BAHÇELİ, bunları yok etmeden onlara rahat yok. Neden çünkü Dünya’da önlerinde tek engel Türkiye başka engel yok. İşte bunun için tüm Türk–İslam Âlemi de Türkiye’ye sahip çıkmalıdır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Saraçhane’de düzenlenen 15 Temmuz Anma Programı’nda açıklamalarda bulundu. Konuşmasında birlik çağrıları yapan Bahçeli, 15 Temmuz’dan ders çıkarılması gerektiğini söyledi.

Devlet Bahçeli; “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıyınız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı anlayınız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı anlatınız.” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.

Çünkü onun sayesinde Türk Milleti Ayağı kalktı Türkiye artık onları dinlemiyor. Kararları Türkiye Devletimizin ve Türk Milletinin çıkarları doğrultusunda özgürce kararlar alabiliyor. Bakınız dünyada Bizim liderimizden başka lider kalmadı.

Değerli Türk Dünyası Liderleri sizleri muhteşem bir gelecek bekliyor.

Sizler bu yenidünyada adaleti tesis edeceksiniz.
Muhteşem bir gelecek sizleri bekliyor.
Sizler adaleti temin edeceksiniz.
Yeryüzünün ağlayan gözleri sizinle kuruyacak.
Yeryüzünün acıları, çileleri sizin birlik ve beraberliğiniz sayesinde dinecek.
Dünya sizi bekliyor inanın buna ve bunu gittiğiniz her yerde, özellikle gençlerimize ve tüm halkımıza anlatınız.
Ümit var olunuz, ümit sizsiniz. Kalın sağılacakla.

“BİRLİKTE HAYR AYRILIKTA AZAP VARDIR.”
“Türklük ve İslâmiyet Et ve Tırnak gibidir.”

Sevgi ve Saygılarımla, 18.07.2022

Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK DERNEĞİ
GENEL BAŞKANI

Bir Cevap Yazın