Ahmet AĞCA
14 Kasım 1944… Soğuk ve kasvetli bir kış gecesi. O gece, binlerce Ahıska Türkü, tıka basa hayvan vagonlarına doldurularak doğdukları topraklardan koparıldı, bilinmez bir yolculuğa gönderildi. Yaşanan bu sürgün, insanlık tarihinin kara lekelerinden biri olarak tarihe kazındı. Sovyet yönetiminin acımasız bir kararıyla Ahıska Türkleri, evlerinden, topraklarından, sevdiklerinden koparıldı ve bir daha geri dönemeyecekleri çöllere sürüldü. Kimi bu yolculuğu hiç tamamlayamadı, kimiyse sürgün topraklarında hayata tutunmaya çalışırken sessizce hayata veda etti.
Ahıska Sürgünü’nün üzerinden tam 80 yıl geçti. Ancak bu acı, hâlâ hafızalarda, hâlâ yüreklerde. Bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış, kimisi Kazakistan’da, kimisi Türkiye’de, kimisi Amerika’da yaşamını sürdüren Ahıska Türkleri, vatan hasretini yüreklerinde taşımaya devam ediyor. Ahıska topraklarında belki hiç görmedikleri köylerine, mahallelerine, evlerinin ocak başlarına duydukları özlemi sessizce yudumluyorlar. Binlerce ailenin bu derin hasreti, Ahıska Sürgünü’nün acısını nesilden nesile taşıyor.
Bir annenin evladına sarılmadan geçen yılları, bir çocuğun baba ocağını hiç görememesi, gençlerin köklerinden koparılıp kimliklerini yeniden inşa etmeye çalışmaları… Bunlar Ahıska Türklerinin öyküsünde acıyla yazılmış satırlar. Orta Asya çöllerinde açlık ve soğukla baş etmeye çalışırken ayakta kalma mücadelesi veren binlerce Ahıska Türkü, köklerinden koparılmalarının bedelini belki hiçbir zaman tam anlamıyla ödeyemedi.
Bugün, Ahıska Sürgünü’nün 80. yıl dönümünde hayatını kaybeden soydaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz. Bu hüzün dolu hikâyenin unutulmaması, yalnızca Ahıska Türklerinin değil, tüm insanlığın sorumluluğudur. Vatan sevgisi ve aidiyetin ne denli kıymetli olduğunu unutmamak ve unutturmamak adına, sürgün acısıyla dünyaya dağılmış Ahıska Türklerine sahip çıkmak, onların hikayesini yaşatmak hepimize düşen bir görevdir.
Ahıska topraklarından uzakta, ama kalben bir o kadar da yakın olan bu güzel insanlara, sabır ve dayanıklılıkları için bir kez daha selam olsun.
Unutmadık, unutturmayacağız.