Araştırma-Tarih, Eğitim, Yazarlarımız

Okumadan, Okutmadan Dünyayı Yönetemezsiniz

Rafet ULUTÜRK

Turan Kızılelma Yoluna Adanmış Bir Ömür” kitaplarımın girişine özellikle “Okumadan okutmadan dünyayı yönetemezsiniz” yazısını ekledim. Çünkü bu ifade, sadece bir slogan değil, gençlerimize anlatmamız gereken derin bir hakikati temsil ediyor. Bilgiye ulaşmadan, öğrenmeden ve öğrendiklerini başkalarına aktarmadan dünyayı anlamak, yönetmek ya da değiştirmek mümkün değildir.

Gençlerimize kitap okumanın, öğrenmenin ve bu bilgiyi yaymanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak, gelecek nesillerin başarıya ulaşmasının en temel anahtarıdır. Eğitimle şekillenen bireyler, sadece kendilerini değil, çevrelerini ve tüm dünyayı etkileyebilirler. Bu yüzden, “okumak” ve “okutmak”, bireyin ve toplumun ilerlemesinde, kendi kültürüne ve medeniyetine katkı sağlamakta en önemli araçlardır.

Bugün, dünyayı değiştirmek ve yönetmek isteyen her bireyin, önce kendisini geliştirmesi, sonra da öğrendiklerini başkalarına aktarması gerekir. Türk dünyasında bu anlayışın yaygınlaştırılması ve yeni nesillere aktarılması, gelecekteki liderlerimizin güçlenmesinde en temel görevdir. Bu nedenle, gençlerimize bu bilinci aşılamanın ve onlara bu sorumluluğu aktarmanın hepimizin görevi olduğuna inanıyorum.

“Okumadan okutmadan dünyayı yönetemezsiniz” sözü, kitaplarımın her sayfasında yankılanan bir düşünce olarak, Türk milletinin geleceğine hizmet etmeyi amaçlayan bir çağrıdır.

Dünyayı değiştirmek için devasa projelere, büyük kaynaklara veya karmaşık sistemlere gerek yok.

Bazen basit bir düşünce, bir slogan, bir ilke tüm dünyayı sarsacak bir değişimi tetikleyebilir. “Okumadan okutmadan dünyayı yönetemezsiniz” işte böyle bir güç taşıyor. Bu söz, sadece bir slogan değil; bir milletin, bir toplumun kaderini şekillendiren bir anahtardır.

Bu cümleyi gençlerimize aşılamalıyız.

Çünkü eğitim ve bilgi, bir ulusun en büyük silahıdır. Okumak, bilgiye ulaşmak ve o bilgiyi paylaşmak; bireylerin özgür düşünmesini sağlar, toplumsal adaleti güçlendirir ve en önemlisi, dünyayı yönetme kabiliyetini kazandırır. Ancak bu iki kelimenin hakkı verilmediğinde, bireyler ve toplumlar yalnızca bilginin gölgesinde kalır, değişimden uzak bir hayat sürer.

Neden Okumalıyız?

Okumak; düşüncelerin, fikirlerin, yeniliklerin ve medeniyetlerin temelidir. Okuyan birey, dünyayı anlamlandırır, sorular sorar ve sorunlara çözümler üretir. Bugünün teknolojik gelişmeleri, bilimsel buluşları ve sosyal adalet hareketleri hep okumaktan ve sorgulamaktan doğmuştur. Gençlerimize okumayı öğrettiğimizde, onları sadece bilgiyle donatmakla kalmayız; aynı zamanda bir lider, bir vizyoner olarak yetiştiririz.

Neden Okutmalıyız?

Bilgiyi paylaşmak ise bir erdemdir. Öğrendiklerimizi başkalarına aktarmadığımızda, bilgi sınırlı bir güce dönüşür. Oysa bilgiyi yaymak, toplumların aydınlanmasını sağlar. Bir kişi okumakla kendini geliştirir, okutmakla ise toplumunu geliştirir. İşte bu döngü, sürdürülebilir bir kalkınmanın, sosyal adaletin ve barışın temelidir.

Eğer bu iki kavram gençlerimize tam anlamıyla benimsetilirse, dünya bizimle değişir. Bilgi güçtür; ama bu gücü kullanmak, paylaşıp yaymak çok daha büyük bir sorumluluktur. Gerçekten de “Okumadan, okutmadan dünyayı yönetemezsiniz.”

Gençlerimizde bu sorumluluk bilincini geliştirmek, onların yalnızca bireysel başarılarını değil, aynı zamanda toplumsal kalkınmayı da güçlendirecektir. Bu yüzden bu ilkeyi yaşam felsefesi haline getirmeliyiz. Çünkü dünya ancak bu şekilde değişir ve daha iyi bir yer olur.

Uygulanması basit; ama göz ardı edilirse, sonuçları çok zor olacaktır.

Dünyayı yönetmek istiyorsanız, önce kendi dünyanızı yönetin.

Bu ise ancak okumakla, bilginin ışığını başkalarına da yansıtmakla mümkündür.

Saygılarımızla,

Bir 1 kişi ve yazı illüstrasyonu olabilir

Bir Cevap Yazın