BGSAM
Bugün, Türk dünyası için tarihi bir dönüm noktasıdır. 12 Kasım 1933, Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesinin simgesi haline gelmiş, Kaşgar’da ilan edilen Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin 85. yıldönümüdür. Aynı şekilde, 12 Kasım 1944, Gulca’da kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin 80. yılıdır. Her iki tarihte de, Doğu Türkistan halkının özgürlük ve bağımsızlık adına verdiği mücadelenin sembolü olan bir günün anısı yaşatılmaktadır.
Bu gün, 20. yüzyılda atalarımızın kanlarını ve canlarını seve seve feda ettikleri, cesaretin ve fedakarlığın en büyük örneklerini sergiledikleri kutsal bir gündür. Doğu Türkistan, tarih boyunca birçok kez işgal edilmesine, kültürü ve kimliği yok sayılmasına rağmen, halkı her seferinde yeniden ayağa kalkmış ve özgürlük mücadelesini sürdürmüştür. Bugün, bağımsızlık ve hürriyet için ödenen bedellerin hatırlanması, yalnızca Doğu Türkistan halkının değil, tüm Türk dünyasının ortak mücadelesinin bir simgesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Doğu Türkistan’ın Bağımsızlık Mücadelesi
Doğu Türkistan, coğrafi olarak Asya’nın kalbinde yer alırken, aynı zamanda kültürel ve tarihi açıdan Türk milletinin beşiğidir. Burada atalarımız, yüzyıllar boyunca özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Kaşgar’da ilan edilen Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, bir milletin özgürlük mücadelesinin simgesiyken, 1944’te kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti de bu mücadelenin bir başka önemli aşamasıdır. Bu topraklarda, halkın sadece egemenlik hakkı değil, aynı zamanda kültürel kimliği, dili, inançları ve yaşam biçimleri de savunulmuştur.
Doğu Türkistan, sadece bir coğrafya değil, aynı zamanda Türk milletinin bir parçasıdır. Bu topraklarda kurulan cumhuriyetler, Türk milletinin tarihindeki bağımsızlık arayışlarının birer örneğidir. Ne yazık ki, bu bağımsızlık hayalleri, emperyalist güçler ve egemenlik mücadelesi veren komşular tarafından engellenmiş, Doğu Türkistan halkı sürekli olarak baskı altında kalmıştır. Ancak bu halk, her zaman hürriyet ve bağımsızlık için verdiği mücadelesiyle tarihe adını yazdırmıştır.
Türk Dünyasının Ortak Sorumluluğu
Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesi, sadece orada yaşayanların değil, tüm Türk dünyasının ortak sorumluluğudur. Her geçen yıl, Doğu Türkistan’da yaşanan haksızlıklar, işkenceler ve soykırımlar bir kez daha gösteriyor ki, Türk milletinin birliği, sadece sınırlarla sınırlı değildir. Her bir Türk, Doğu Türkistan’ın özgürlüğü için bir sorumluluğa sahiptir.
Bugün, 12 Kasım’ı anarken, Doğu Türkistan halkının özgürlüğü için mücadele eden atalarımızın aziz hatırasını saygıyla yad ediyoruz. Ancak, geçmişin sadece bir hatırlatması değil, geleceğe dair bir çağrı olduğunu unutmamalıyız. Doğu Türkistan’daki zulme karşı duyarsız kalmamalı, bu halkın yanında olmalı, uluslararası platformlarda seslerini duyurmalıyız.
Bağımsızlık ve özgürlük, sadece Doğu Türkistan’ın değil, tüm Türk dünyasının en temel arzularından biridir. Bu yüzden 12 Kasım, sadece Doğu Türkistan’ın tarihi bir günü değil, Türk milletinin tarihine, kültürüne, birliğine ve özgürlüğüne sahip çıkma günüdür.
Geçmişi Unutmak, Geleceği Kaybetmektir
12 Kasım’ı kutlarken, unutulmamalıdır ki bu tarih, yalnızca bir zaferin değil, aynı zamanda bir direnişin de simgesidir. Doğu Türkistan’ın bağımsızlık günü, Türk milletinin özgürlük mücadelesinin onurlu bir anıdır. Bu mücadelenin unutulmaması, gelecekteki nesillere aktarılması, ancak Türk milletinin birliğini pekiştirerek mümkündür. Her birimiz, bu günün anlamını içselleştirip, Doğu Türkistan halkının sesini duyurmalı, onların özgürlüğü için elimizden geleni yapmalıyız.
Bugün, tarihsel olarak Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesini anarken, Türk dünyası olarak bu kutsal davamıza sahip çıkmak, sadece geçmişi hatırlamakla kalmayıp, aynı zamanda özgürlük mücadelesinin bir parçası olmak hepimizin sorumluluğudur. 12 Kasım, sadece bir tarih değil, Türk milletinin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım, geçmişin bir halkın bağımsızlık arayışındaki kahramanlıkları, gelecekteki özgürlüklerimizin teminatıdır.