Saygı değer okurlarımız, değerli dostlar.
21.ASIR TÜRK ASRI OKACAKTIR.”
TÜRKLERİN BİRLEŞTİĞİ TÜRK YOLU” dergimizde siz saygın okur ve takipçilerimiz ile fırsat buldukça ülkemiz, bölgemiz, TÜRK-İSLAM alemi ve Dünyamızda yaşanan güncel yada ön görülen muhtemel vakıaları birlikte istişare ediyor ve karınca kadrince sizlerinde engin hoşgörü ve sabırlarınıza günerek yorumlamaya çalışıyoruz.
“TÜRKLERİN BİRLEŞTİĞİ TÜRK YOLU” Derginizin yayın hayatına başlayarak siz saygın okur ve takipçilerimizle evlerinizde, ofislerinizde, her yerde tüm şartlar altında hemhal olduğumuzda, ısrarla bilerek inanıp iman ederek idrak ettiğimiz 21. Asrın “TÜRK ASRI” olduğunu hatırlatıyor belleklerimize özenle nakş ediyoruz.
Dünyamız kuruluşundan bu yana sürdürdüğü varlık ve yaşam mücadelesinde saygın tarihçi bilim insanlarının dilleri ve tespitleri ile 4 ana çağı yaşamış ve halen yaşıyoruz. Bu çağlar, tüm insanlığa henüz ilk öğretim seviyesinde başlamak üzre yaşadıkları ülkelerde bulunan eğitim öğretim kurumlarında öğretilerek bilgilendirilmektedirler.
Söz konusu ÇAĞLAR;
1)İLK ÇAĞ (Antik Çağ); MÖ. 3200 Yazının icadı -MS. 375 Kavimler göçlerinin vuku bulduğu tarihler arasını kapsayan tarihi bir yaşam medeniyeti bölümüdür.
2)ORTA ÇAĞ; 375 Kavimler göçü-1453 İstanbul’un Fatih Sultan Mehmed tarafından FETH edilerek TÜRK-İSLAM alemine bahşettiği zaman aralığına mahsus bir yaşam medeniyeti bölümüdür.
3)YENİ ÇAĞ; 1453 Fatih Sultan Mehmet Han tarafından İstanbul’un Fethi-1789 Fransız ihtilalinin vuku bulduğu zaman aralığına mahsus bir yaşam medeniyetini içeren bölümdür.
4)YAKIN ÇAĞ; 1789 Fransız ihtilalinden günümüze ve gelecekte yaşanacak muhtemel çağ kapatıp çağ açacak olan bir değişime vuku bulacak olan olayakadar yaşanacak zaman aralığını içeren bir yaşam medeniyyeti olarak biliyoruz.
Dünyanın büyük ölçekte yaşamış olduğu “ÇAĞ” adı verdiğimiz medeniyet zamanları içinde öyle büyük olaylar ve icatlar olmuşturki bu olaylarla da o yüz yıl (ASIR) hafızalarda ve hatıralarda yer almaışlardır.
Aziz ve Kudretli TÜRK MİLLETİ’mizin 1299 yılında yani 12. Asrın sonu, 13. Asrın başı diye kabul edebileceğimiz bir tarihre Kadim ve Güçlü “OSMANLI DEVLETİ”ni kurarak yaklaşık 622 yıl boyunca yani 20. Asrın ilk çeyreğinde vuku bulan, 1. CİHAN HARBİ nin 28 Temmuz 1914 de başlayıp 11 Kasım 1918 tarihinde neticelendiği tarihe kadar 3 kıta ya adaletle hükmederek TÜRK-İSLAM kültürünü NİZAMI ALEM DAVASI olan “İ’LAYI KELİMATULLAH” için var gücü ile insan haklarına, insani yaşam şartlarına tam riayet ederek din, dil ve ırk ayrımı yapmadan hizmet vermiştir.
Ancak; 1. CİHAN HARBİ mağlubiyeti ile yıkılmş yerine bu günkü kadim ve güçlü mazlumların yegane umutları zalimlerin ise tek korktukları, “TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ”miz aynı misyonun varisi ve takipçisi olarak 23 Nisan 1920’de TBMM’nin kurulmasını takiben 29 Ekim 1923 tarihinde dualarla kurulmuştur.
Genç bir devlet olarak Milletler camiasında yer alan Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kadim ve Güçlü Devlet olmak yolunda kurucusu ve zamanın tek ve en önemli Devlet adamı ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün önderliğinde sanayi, Kültürel, Zirai, Sosyolojik ve özellikle MİİLİ EĞİTİM başta olmak üzre tüm alanlarda gerekli inkilapları yaparak muasır Medeniyetler seviyesine ulaşmak için canla başla mücadele verdiler.
20. Asrın ikinci büyük felaketi olan 2. CİHAN HARBİ 1 Eylül 1939-2 Eylül 1945 tarihleri arasında vuku bulmuş olmasına rağmen zamanın iktidarı olan hükümetin almış olduğu savaş dışında kalma kararı Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizi olası bir savaş mağlubiyeti ve zararından korumuştur.
Adım adım hedefe yüyüyerek TÜRK-İSLAM aleminin ve özellikle TÜRK DÜNYASI‘nın vaz geçilmez öncüsü, umudu olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Bölgesinde vuku bulan olayları incelediğimizde ve bitaraf olarak okuduğumuzda,
21. Asrın “TÜRK ASRI” olacağına inanç ve imanımız kat kat artarak güçlenmiştir.
Zira; Yüce yaratıcı (“SİZİN HAYR BİLDİĞİNİZDE ŞER, ŞER BİLDİĞİNİZDE HAYR VARDIR”
Ancak bunu siz anlayamazsınız) buyurduğu gibi çevremizde vuku bulan olaylar özellikle 24 Şubat 2022 Tarih itibarı ile başlayan ve halen devam eden UKRAYNA-RUSYA savaşı an itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölgede ve Dünya siyasetinde, coğratyasındaki önem ve gücünü bariz bir şekilde ortaya koymuştur.
Yaklaşık 20 yıldır bulunduğu her ortam ve şartlarda tüm uluslararası toplantılarda “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” sözü ile tüm mazlumların haklarını savunarak onların savunucusu ve onların imdat sesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı muhterem Recep Tayyip ERDOĞAN beyefendinin güçlü devlet adamlığı ve Aziz Türk Milletimizin müşfik ve misafirperverliği aman diyen herkese ve her millete açmış olduğu kucak bölgemizin dışında kıtaları birbirine bağlayarak dostluk ve kardeşlikleri ırk ve inanc ayrımı gözetmeksizin insanlık adına hoş görü ve yaratanın emrine uygun olarak insanlığa hizmet için, insanlığın refah ve barış içinde yaşamaları için.
Uluslararası siyasette Ülkemizde bulunan tüm siyasi güçlerin doğrunun yanında yer alarak dünya barışına katkıda bulunmaları bir insanlık ve vicdan borcudur.
Şahsi çıkar ve beklentiler Milletin çıkar ve beklentilerinden üstün değildir. “BİR İNSANIN YAŞAMASINI SAĞLAYAN TÜM İ SANLIĞI YAŞATMIŞ GİBİDİR. BİR İ SANI ÖLDÜREN TÜM İNSANLIĞI ÖLDÜRMÜŞ GİBİDİR.”
İlahi emri gereği insani ölçülerde paylaşımcı ve kanaatkar, Güzel Ahlak sahibi toplum ve güce sahip olmakla beraber stratejik öneme sahip olan Enerji hatları ve Londra-Pekin arasında hayata geçen zenhinlik ve huzur sağlayacak eski İPEK YOLU bizlere göre ise yeni TÜRK YOLU ile KARADENİZ-AKDENİZ mavi vatanlarımızda bulunan Enerji rezervlerimizinde katacakları güç ile İstikbalde kurulacak olan TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATLARININ da yek vücutluğunda 21. ASIR “TÜRK ASRI” olacaktır.
Bölgede vuku bulan kargaşa ve hareketlilikler buna işaret ediyor.
“TÜRKLERİN BİRLEŞTİĞİ TÜRK YOLU” nun aydınlık, barış, huzur ve zenginliklere vesile olması dilek ve dualarımızla.
“BİRLİKTE HAYR AYRILIKTA AZAP VARDIR.”