Gülten RAYİMOĞLU
Dünyada sadece Şanlıurfa’nın saklı cenneti Halfeti’de yetişen siyah gül, doğanın sır dolu mucizelerinden biridir. Herkes kırmızı gülleriyle aşkı, beyaz gülleriyle masumiyeti anlatırken, siyah gül kendi başına bir hikâye yazar: Hüzünlü, sessiz ve derin bir hikâye…
Toprağına, suyuna, havasına küsmeden; sadece orada, sadece Halfeti’de siyah kalabilen bu çiçek, yaşadığı yere sadık bir sevda gibi…
Ne zaman ki dalından koparılır, işte o zaman değişir her şey. Rengi kararmaz, aksine kırmızıya döner. Bu dönüşüm, bir vedanın sessiz çığlığı gibidir. Çünkü siyah gül, dalında yaşarken biriciktir; koparıldığında sıradanlaşır, özünü kaybeder, kokusu bile yok olur.
Belki de bu yüzden siyah gül, bize bir şeyi fısıldar: Her güzellik, yerinde güzel. Her sevda, yaşandığı yerde anlamlı. Ve bazen, bir şeyi sahip olmak için ondan vazgeçmemek gerekir. Siyah gül, toprağında kalmalı. Yoksa her koparılış, biraz daha siler onun eşsizliğini…
Bu yüzden Halfeti’nin siyah gülü, sadece bir çiçek değil; bir duruş, bir sadakat ve biraz da kaybedince kıymetini anladığımız şeylerin sembolüdür.
