Neriman KALYONCUOĞLU

Her yeni yıl, umutların yeniden yeşerdiği, kalplerin iyilikle dolduğu bir dönemdir. Ana Krastanova’nın dilekleri, bu umutları sevgiyle şekillendiren bir çağrıdır:

“Eğer sihirli bir değneğim olsaydı, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek isterdim. Açlıktan ve evsizlikten kurtulan çocuklar, huzur içinde yaşayan yaşlılar ve şefkat gören hayvanlar… Ve elbette, dünyanın her köşesinde barış ve insanlık.”

Bu dilekler, hepimizin içinde saklı olan ama zaman zaman unutulan iyilik tohumlarını sulayan bir mesajdır. Ana, bir sihirli değnek hayal etse de hepimiz biliyoruz ki dünyayı değiştirmek için ihtiyacımız olan araç aslında bizim elimizde: Sevgi. Bu güçle hareket ettiğimizde, mucizeler yaratmamız mümkündür.

Dünyada büyük değişimlere imza atmak belki bir gecede mümkün değil. Ancak küçük bir sevgi dokunuşu, büyük bir değişimin başlangıcı olabilir. Sevgiyle açılan bir kapı, umutla dolan bir yürek ve şefkatle uzatılan bir el… Bunlar, hepimizin dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için yapabileceği basit ama etkili adımlardır.

Yeni yıl, yalnızca kutlamalarla değil, aynı zamanda içsel bir yenilenmeyle anlam kazanır. 2025’e girerken şunu sormalıyız: “Ben bu yıl sevgiyi nasıl daha çok yayabilirim? Hangi iyiliklere ön ayak olabilirim?” Sevgiyle hareket etmek, yalnızca başkalarına değil, kendimize de şifa olur. Çünkü sevgi, insanın hem kendisine hem çevresine sunduğu en güçlü armağandır.

Ana’nın dilekleri bizlere bir gerçeği hatırlatıyor: Barış, iyilik ve insanlık sevgiyle başlar. Yeni yıl dilekleriniz ne olursa olsun, onları sevgiyle şekillendirin ve her adımda bu güce sarılın. Çünkü ne yaparsanız yapın, severek yaptığınızda dünya mutlaka biraz daha güzelleşir.

Bu yeni yıl, sevginin ve şefkatin ışığında bir dönemin başlangıcı olsun. 2025, hepimizin kalbine iyilik, hayatına huzur getirsin. Ve unutmayın: Sevgi her şeyin ilacıdır.

Yeni yılınız sevgiyle dolsun!