Yazarlarımız

Ahlakla Yeşeren Bir Dünya

Rafet ULUTÜRK

İnsanın özü, huzuru ve mutluluğu arayışında saklıdır. Ancak bu arayış, maddi başarılar veya dışsal hedeflerle değil, insanın içsel değerleriyle; ahlak, edep ve adaletle şekillenir. Dünya barışı, toplumsal düzen, hatta bireysel mutluluk, bu üç sütun üzerinde yükselir.

Ahlak, insanın pusulasıdır. Doğruyu yanlıştan ayıran, her kararda vicdanı rehber yapan bir sistemdir. Eğer insan ahlaktan saparsa, yönsüz bir gemi gibi dalgalar arasında kaybolur.
Edep ise ahlakın dışa yansıyan zarafetidir; insanın kendine ve başkalarına duyduğu saygının ifadesidir. Adalet ise bu yapının temeli; insanı birbirine bağlayan görünmez bir köprüdür.

Bir toplum düşünün ki, ahlakıyla yükseliyor, edeple hareket ediyor ve adaletle yönetiliyor. O toplumda huzursuzluk olabilir mi? İnsanlar birbirine güven duymadan, hoşgörüyle bakmadan, barış içinde yaşayabilir mi? Cevap apaçık ortada: İnsan ancak bu değerlerle gerçek huzuru bulabilir.

Ama bu değerler sadece söylemle yaşatılmaz. Her birimizin bu prensipleri kendi hayatına yerleştirmesi gerekir. Kendimizi sorgulamalı, davranışlarımızı bu değerlere göre şekillendirmeliyiz. Çünkü ahlak bireyde başlar, toplumda büyür.

Bu yıl, insanlığın öz değerlerini hatırladığı bir yıl olsun. Herkes kendi vicdanına dönsün, kendine şu soruyu sorsun: Daha ahlaklı, daha edepli, daha adil biri olabilmek için ne yapabilirim? Küçük adımlar büyük değişimlere yol açar; bir bireyin içsel dönüşümü, dalga dalga çevresine yayılır ve bir dünyayı değiştirebilir.

Barış, huzur ve mutluluk, ancak bu değerlerle mümkün. İnsan, insan olmayı hatırladığında dünya gerçekten yaşanabilir bir yer olur. Çünkü insanın mutluluğu dışarıda değil, içinde saklıdır.

Yeni yıl, bu dönüşümün başlangıcı olsun.
Kendimizi ahlakla, edeple ve adaletle yeniden inşa ettiğimiz bir yıl…
Ve unutmayalım: İnsan değişirse dünya değişir; dünya değişirse barış gelir.

Bir Cevap Yazın