Ağacın kökü birdir; sağlam, güçlü ve derinlere uzanır. Ama dalları birbirinden farklı yönlere uzanır, farklı yapraklar açar, farklı meyveler verir. Tıpkı Türk milletinin geniş coğrafyasındaki çeşitliliği gibi…
Türk dünyası, bir ağacın dallarıdır aslında.
Ortak bir kökten beslenen, tarih boyunca aynı topraklardan filizlenmiş ve aynı kültürel iklimde büyümüş dallar…
Bu kökün adı Türk’tür. Gövdeyi güçlü kılan, bu derin ve sağlam bağdır.
Ancak dallar –Azerbaycan, Türkmen, Özbek, Kazak, Kırgız, Tatar, Uygur ve daha niceleri– kendine özgü renkleri ve desenleriyle bu büyük ağacın görkemini tamamlar.
Azerbaycan’ın muğamıyla başlayan bir ezgi, Türkmenlerin halılarındaki motiflerde yankılanır. Özbeklerin baharatlı mutfaklarından yükselen tat, Kazak bozkırlarının rüzgarına karışır. Kırgızların destanlarında yankılanan kahramanlık, Başkurt, Çuvaş, Gagauz ve Tatarların türküleriyle kanatlanır.
Uygurların ince sanatında hissedilen duygu, Anadolu’nun ağıtlarında yeniden hayat bulur.
Her biri kendi renginde, kendi sesinde ama aynı kökün gücünde birleşir.
Bu zenginlik, ayrılığın değil birlikteliğin işaretidir.
Dalların farklı olması, ağacın köküne ihanet değil, onun yaşam gücünün bir kanıtıdır.
Ne kadar çeşitlilik olursa olsun, aynı gövdeden beslenen bu dallar, her fırtınaya karşı birlikte direnir.
Çünkü Türk milleti, binlerce yıl boyunca her türlü zorluk karşısında dayanışmanın gücünü göstermiştir.
Ancak, bazen bu farklılıkları birer ayrılık gibi görmek isteyenler çıkar.
Türk dünyasının çeşitliliği, sanki bölünmüşlükmüş gibi anlatılmaya çalışılır.
Oysa kök aynıysa, dalların ayrı olması neyi değiştirir ki?
Bir ağaç, dallarıyla büyür. Bir millet, çeşitliliğiyle zenginleşir.
Farklılıklar, bizi biz yapan öz değerlerdir.
Bugün, Türk dünyasının her bir köşesinde aynı dilek yükseliyor:
Birlik ve kardeşlik.
Ortak bir tarih, ortak bir kültür, ortak bir hedef…
Kökümüz bir olduğu gibi, geleceğimiz de bir olabilir.
Yeter ki birbirimizi anlayalım, dinleyelim ve bu büyük ağacın her bir dalının değerini bilelim.
Unutmayalım, ne kadar dallara ayrılsak da hepimiz aynı kökten besleniyoruz.
Ve o kök, dünyaya kök salmaya devam edecek. Kökümüzden aldığımız güçle büyüyecek, dallarımızla gökyüzüne uzanacağız.
Çünkü biz Türk milletiyiz: Bir ağacın dalları, bir kökün meyvesiyiz.