Yazarlarımız

Türk’ün Zamanı: Mete Han’dan 15 Temmuz’a Kopmayan Devlet Geleneği

Rafet ULUTÜRK

“Türk, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü, bir milletin tarihine bakarak yeniden doğabileceğini anlatır. Çünkü Türk milleti, sadece zaferlerin değil, aynı zamanda yeniden ayağa kalkışların da milletidir.

Mete Han ile Başlayan Devlet Geleneği

M.Ö. 209’da Hun hükümdarı Mete Han, orduyu disiplin ve düzenle yeniden şekillendirerek “ordu-millet” anlayışını doğurdu. Bu tarih, Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş yılı olarak kabul edilir. Mete Han’ın vizyonu, Türk milletinin varoluşunda düzen, disiplin ve istiklal bilincinin temeli oldu.

Rumeli’ye Geçiş: İmparatorluğun Yürüyüşü

Türk tarihinin büyük dönüm noktalarından biri de 1352’de Çanakkale Boğazı’ndan Rumeli’ye geçiştir. Osmanlılar bu adımla sadece bir bölgesel güç olmaktan çıkıp, üç kıtaya yayılan bir imparatorluk yürüyüşüne başladı. Gelibolu’da tutunan Osmanlı, kısa sürede Balkanların kaderini değiştirdi, dünya tarihinin en güçlü devletlerinden birini kurdu.

Duraklama ve Yeniden Doğuş: Çanakkale

Yüzyıllar süren yükselişin ardından Osmanlı, 19. yüzyılda ağır bir duraklama dönemine girdi. Ancak Türk milleti, defalarca olduğu gibi küllerinden yeniden doğdu. Bunun en çarpıcı örneği 1915 Çanakkale Direnişi’dir. İmparatorluğun yorgun düşmüş döneminde millet, Atatürk’ün önderliğiyle ayağa kalktı. Çanakkale, sadece bir askeri zafer değil, aynı zamanda bir milletin var olma iradesinin sembolüydü.

Cumhuriyet ile Yeni Başlangıç

1923’te Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet, binlerce yıllık devlet geleneğini modern bir yorumla yeniden hayata geçirdi. Ulusal bağımsızlık, halk iradesi ve çağdaşlaşma, Türk milletinin yeni yüzyıldaki güç kaynakları oldu.

15 Temmuz ve Yeniden Ayağa Kalkış

Yakın tarihte Türk milleti, 15 Temmuz 2016’da bir kez daha büyük bir sınav verdi. Devletin varlığına ve milletin iradesine yönelik ihanete karşı halk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla meydanlara çıktı. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi, millet yine “ayağa kalktı.” Bu direniş, devlet-millet birlikteliğinin en taze örneği olarak tarihe geçti.

Erdoğan ve “Türkiye Yüzyılı” Vizyonu

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı” vizyonu, sadece ekonomik ve siyasi hedeflerin değil, aynı zamanda bu kopmayan diriliş zincirinin günümüzdeki tezahürüdür. Savunma sanayiindeki atılımlar, bağımsız diplomasi ve küresel liderlik iddiası, Türk milletinin tarihsel devamlılığını 21. yüzyıla taşımaktadır.

Mete Han’dan Göktürk’e, Rumeli’ye geçişten Çanakkale’ye, Cumhuriyet’ten 15 Temmuz’a…
Türk tarihi, duraklamalarla, yeniden doğuşlarla örülmüş kesintisiz bir yürüyüştür. Türk milleti her düştüğünde, tarihin bir köşesinden aldığı güçle tekrar ayağa kalkmıştır.

Atatürk’ün dediği gibi: Türk, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. İşte bu yüzden, Türk’ün zamanı hiç bitmemiştir; şimdi de devam etmektedir.

Bir Cevap Yazın