Gülten RAYİMOĞLU
Hayat, yalnızca doğruyu yapmakla anlam bulmaz; güzellik de bu yolculukta önemli bir yer tutar. İnsanların birbirine karşı gösterdiği iyilik ve doğruluk, toplumu bir arada tutan değerlerdir. Ancak, bu iyiliklerin ve doğruluğun estetik bir boyutu olmalı, yani güzellikle buluşmalıdır. Çünkü gerçek güzellik, yalnızca yüzeyde değil, yapılan iyiliklerde ve doğru davranışlarda gizlidir. İyilik doğrudan kalpten gelir, doğruluk ise vicdandan. Fakat bu iki değer, sadece doğruyu yapmayı değil, aynı zamanda bunu güzel bir şekilde yapmayı gerektirir.
Doğruluk ve İyilik: Kuru Bir Yük Olmasın
İnsan, doğruyu yapmakla mükelleftir, ancak doğruluk tek başına insana bir anlam katmaz. Bazen doğruyu yapmak, soğuk, kırıcı ve katı olabilir. İnsanlar, yalnızca doğruyu yapmanın yükümlülüğünü hissederse, o doğruluk bencilleşebilir, donuklaşabilir. Ancak güzellik, doğruluğun bir parçası olduğunda, yapılan her şey daha anlamlı hale gelir. İyilik, güzellik kattıkça insanın içini aydınlatır, diğerlerine de ışık olur. Doğru bir davranış sergilemek, aynı zamanda sevgi, saygı ve anlayışla yapılırsa, işte o zaman gerçek anlamını bulur.
İyilik ve Güzellik Arasındaki Bağlantı
İyilik, bir davranış biçimi iken, güzellik onu ortaya koyan üslupla şekillenir. Bir kişinin iyilik yaparken kullandığı dil, davranış şekli ve tutumu, o iyiliğin güzelliğini belirler. Ne demek istediğimi daha iyi anlatmak için örnekler verelim: Yalnızca doğruyu söylemek, doğruyu sert bir şekilde dile getirmek anlamına gelmez. Bazen doğruyu nazik bir dille ifade etmek, empatiyle yaklaşmak, hem doğruluğu hem de güzelliği beraber sunar. İyiliği sadece harekete dökmek değil, o hareketi güzellikle yapabilmek de önemlidir. Örneğin, birine yardım etmek, onu kırmadan, ona değerli hissettirerek yapılmalıdır.
Güzellik, İyiliği Öne Çıkarır
İyilik ve doğruluğun güzellik katması, toplumu dönüştüren bir güçtür. Bir insanın yaptığı iyilik, eğer doğru şekilde ve zarafetle yapılmışsa, etrafındaki diğer insanlara da ilham verir. Güzellik, bir kişinin davranışlarının içindeki özüdür; ancak dışa vurumu, hem kalbe hem de göze hitap etmelidir. Bu, sadece fiziksel değil, ahlaki güzellikleri de içerir. Güzellik, içsel değerleri dışa vurduğunda anlamlıdır. Bir insan, sadece doğruyu yapmakla kalmayıp, bunu güler yüzle ve içtenlikle yapıyorsa, o zaman hem doğruluğun hem de iyiliğin gücü artar.
Güzel İyilik, İnsanları Bütünleştirir
Toplumların huzur ve refah içinde yaşaması, birbirine iyilik yapmalarıyla mümkündür. Ancak bu iyiliklerin sadece doğru olmakla değil, güzel bir şekilde yapılması gerekir. Güzellik, ayrıştırıcı değil birleştirici bir güçtür. Bir toplumda, insanlar birbirlerine yardım ederken sadece doğruluk değil, aynı zamanda güzel duygular da paylaşılıyordur. İnsanlar, birbirine iyilik yaparken kırmadan, incitmeden, sevgiyle yaklaşarak birbirlerine güç verirler. İyiliği güzel bir şekilde sunmak, toplumu daha sağlam temeller üzerinde inşa eder.
Sonuç
Olarak: İyilik ve Güzellik, Birlikte Var Olmalı
İyilik ve doğruluk, insanlığın en değerli özelliklerindendir, ancak bu değerler güzellik katılmadıkça tam anlamını bulmaz. Her ikisinin de güzel bir şekilde sergilenmesi, yalnızca bireylerin değil, toplumların da iyiliğe yönelmesine yardımcı olur. İyilik ve doğruluk yalnızca “doğru” olmamalıdır; aynı zamanda güzel, nazik ve içten olmalıdır. Unutmayalım ki, iyilik güzel bir dil, zarif bir davranış, içten bir niyetle buluştuğunda tam anlamıyla toplumu dönüştürme gücüne sahiptir.
