Raziye ÇAKIR
Bir Müslüman için yaşam, ibadet ve ahlak, yalnızca birer seçenek değil, bir sorumluluk, bir görevdir. “İçimden gelmiyor” gibi bir cümle, Müslüman’ın ruh dünyasında yeri olmayan bir ifadedir. Çünkü iman, insanın hislerinden ve keyiflerinden bağımsız olarak, bir teslimiyet hali gerektirir. Müslüman, yalnızca içinden geldiği için değil, doğru olduğu için harekete geçer.
İçimizden Gelen ve Sorumluluklarımız
Hayatta her zaman içimizden gelmeyen ama yapmamız gereken şeyler vardır. Bazen sabah namazına kalkmak zor gelir, bazen bir yetimin başını okşamak, bazen de zorluk içinde doğru olanı yapmak. Ancak Müslüman, hislerine değil, Allah’ın emir ve yasaklarına göre hareket eder.
İslam, bir yaşam rehberidir. Bu rehber, insana her zaman kolay olanı değil, doğru olanı seçmeyi öğretir. İçimizden gelmeyen şeyler, çoğu zaman nefsin bir oyunudur. Oysa Müslüman, nefsine değil, Rabbine teslim olan kişidir.
Nefsini Aşan Müslüman
“İçimden gelmiyor” demek, nefsin esiri olmanın bir göstergesidir. Ancak Müslüman, nefsinin üstesinden gelmeyi öğrenir. Çünkü nefis, insana her zaman kolay yolu, anlık mutluluğu ve geçici rahatlığı önerir. Oysa İslam, insanı ahirete hazırlayan, sabrı ve doğruyu tercih etmeyi öğreten bir yaşam biçimidir.
Namaz kılmak bazen zor gelebilir, ama Müslüman bilir ki bu onun Rabbine olan borcudur.
Sadaka vermek bazen nefsimize ağır gelebilir, ama Müslüman, başkalarının da hak sahibi olduğunu bilir.
Sabretmek bazen içimizden gelmez, ama Müslüman bilir ki sabrın sonu rahmettir.
Müslüman’ın Şiarı: Teslimiyet ve Gayret
Bir Müslüman için iman, sadece inanmaktan ibaret değildir. İman, aynı zamanda bu inancın gereğini yerine getirmektir. İslam, teslimiyet ve gayret dinidir. Müslüman, içinden gelmese de, hatta nefsi ona karşı çıksa da, doğru olanı yapmayı seçer.
Sabır: İçimizden gelmeyen pek çok şey, aslında sabrımızı ve teslimiyetimizi test eder.
Müslüman, bu testlere karşı dirençlidir.
Gayret: İçimizden gelmese bile, ibadetlerimizde ve ahlaki sorumluluklarımızda gayret göstermeliyiz. Çünkü gayret, Allah’ın rızasını kazanmanın bir yoludur.
“İçimden Gelmiyor” Demek Yerine
Müslüman, her an Rabbine bağlı olduğunu bilir. Bu yüzden, “İçimden gelmiyor” demek yerine, şunları söyler:
“Allah’ım, nefsim ağır geliyor, bana güç ver.”
“Rabbim, bana doğru olanı yapma sabrını nasip et.”
“Bugün zorlanıyorum, ama senin rızan için gayret edeceğim.”
Bu bakış açısı, Müslüman’ı her zaman doğruya yönlendirir. Çünkü iman, sadece hislere değil, teslimiyet ve çabaya dayanır.
Müslüman İçin Vazgeçmek Yoktur
Müslüman, sadece içinden geleni yapan kişi değildir. Müslüman, doğruyu yapmak için gayret eden kişidir. Nefsinin esiri olmayan, Rabbine teslim olan bir Müslüman, “İçimden gelmiyor” bahanesini değil, “Doğru olan budur” diyerek harekete geçmeyi tercih eder.
Unutmayalım, İslam, kolaylık ve huzur vadeder ama bu, çaba göstermeyen bir hayat demek değildir. Müslüman, Allah’ın rızasını kazanmak için her durumda sorumluluklarını yerine getiren kişidir.
İçinden gelmese de, iman sahibine yakışan, nefsin sesini değil, Rabb’in davetini dinlemektir.
