Durmuş MUTLU
Dünya, bir yanıyla güzelliklerle dolu, diğer yanıyla derin acıların ve sorunların kol gezdiği bir yer. Kimi zaman güneşin doğuşuyla içimizi ısıtan umut, kimi zaman da yağan yağmurlarla birlikte çöken bir hüzün olur. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, bu dünyada dertlenenlere, sorunlara çözüm arayanlara, yüreği acıyanlara her zaman ihtiyaç vardır. Çünkü dert, insanı insan yapan, onu derinleştiren, olgunlaştıran bir duygudur.
Dünya derdi olanlar, aslında dünyanın yükünü omuzlarında taşıyanlardır. Onlar, sadece kendi sıkıntılarıyla değil, başkalarının acılarıyla da ilgilenen, toplumun yaralarını sarmaya çalışan insanlardır. Bir çocuğun açlığını, bir annenin gözyaşını, bir doğanın tahribatını dert edinenler, bu dünyanın gerçek kahramanlarıdır. Çünkü onlar, sadece kendi mutluluklarını değil, başkalarının da mutluluğunu düşünen, bu uğurda mücadele eden insanlardır.
Ancak günümüzde dünya derdi olanların sayısı giderek azalıyor gibi görünüyor. Modern hayatın getirdiği bireysellik, insanları kendi kabuklarına çekilmeye, sadece kendi çıkarlarını düşünmeye itiyor. Sosyal medyada parlayan yapay mutluluklar, gerçek sorunların üzerini örtüyor. İnsanlar, başkalarının acılarına duyarsızlaşıyor, dünyanın gidişatına bigane kalıyor. Oysa ki, dünya derdi olanlar olmadan, bu dünya daha yaşanılır bir yer haline gelemez.
Dünya derdi olanlar, aslında umudun taşıyıcılarıdır. Onlar, en karanlık gecelerde bile bir mum yakabilen, en zor zamanlarda bile bir çıkış yolu bulabilen insanlardır. Onlar, dünyanın gidişatına kayıtsız kalmayan, değişim için mücadele eden, adaletin ve eşitliğin peşinden koşan insanlardır. Onlar olmadan, bu dünya sadece bir kaos ve çıkar çatışmasına dönüşür.
Peki, dünya derdi olanlar nasıl ayakta kalabilir? Nasıl bu kadar ağır bir yükü taşıyabilir? Cevap belki de şurada gizli: Dert, insanı yıpratır ama aynı zamanda güçlendirir. Dert, insana sabrı, direnci ve umudu öğretir. Dünya derdi olanlar, bu yükü taşırken aslında kendi içlerinde bir anlam bulurlar. Çünkü onlar, dünyanın güzelliklerini de fark ederler. Bir çocuğun gülüşü, bir ağacın yeşermesi, bir nehrin akışı onlara ilham verir. Onlar, dünyanın acılarını görürken, aynı zamanda onun iyileşme potansiyelini de fark ederler.
Bu yüzden, dünya derdi olanlara her zaman ihtiyaç var. Onlar, bu dünyanın vicdanı, umudu ve rehberidir. Onlar olmadan, bu dünya eksik kalır. Belki de hepimizin biraz daha dünya derdi olması gerekir. Belki de hepimiz, kendi küçük dünyamızdan çıkıp, etrafımızdaki acılara, sorunlara kulak vermeliyiz. Çünkü ancak o zaman bu dünya, gerçek anlamda güzelleşebilir.
Sonuç olarak, dünya derdi olanlar, bu dünyanın gerçek kahramanlarıdır. Onlar, yürekleriyle, emekleriyle, mücadeleleriyle bu dünyayı daha yaşanılır kılan insanlardır. Onlara her zaman ihtiyaç var. Çünkü onlar olmadan, bu dünya eksik kalır. Onlar olmadan, umut da eksik kalır.
