Yazarlarımız

“Davamız Var: Anlamak ve Saygı Duymak Gerekir”

BGSAM

Dava sahibi olmak, bir ideale inanmak ve o uğurda fedakârlık yapmayı göze almaktır. Dava, yalnızca bir topluluğun değil, bir yaşam biçiminin, bir inancın ve bir mücadelenin özüdür. BULTÜRK olarak bizim davamız, Bulgaristan Türkleri’nin haklarını, kültürünü, tarihini ve geleceğini koruma davasıdır. Bu dava, başkalarının eleştiri oklarıyla ya da istemeden verdikleri akıl dolu nasihatlerle şekillenen bir yolculuk değildir; bu dava, yürekten inandığımız bir mücadelenin hikâyesidir.

Anlamak Yerine Akıl Vermek
Dışarıdan bakıldığında, dava sahiplerinin karşılaştıkları zorluklar çoğu kez tam olarak anlaşılamaz. İnsanlar, niyetleri iyi olsa da, bazen anlamadan eleştirmeye ya da akıl vermeye kalkışırlar. Ancak bir dava sahibi için bu tür yaklaşımlar, yıpratıcı ve hatta rahatsız edici olabilir. Çünkü eleştiri ya da akıl verme, genellikle dışarıdan bakışın getirdiği yüzeysel bir yaklaşımla yapılır. Oysa dava sahibi olan kişi, mücadelenin tüm derinliklerini, zorluklarını ve fedakârlıklarını bizzat yaşamaktadır.
Bir davayı anlamak için dışarıdan verilen akıllar yeterli değildir; bir davayı anlamak, önce onu hissetmekle başlar. Bu his olmadan yapılan yorumlar, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, çoğu zaman eksik ve hatta yanıltıcıdır.

Dava Sahiplerinin Gücü: İnanç ve Bilgi
BULTÜRK olarak bizim davamız, bir inanç davasıdır. Yalnızca geçmişe bağlı bir mücadele değil, geleceğe yönelik bir vizyon da içerir. Biz bu yolda yürürken, ne yaptığımızı ve nasıl yapacağımızı biliyoruz. Elbette, bize destek olan, yanımızda duran herkesin önerilerini ve katkılarını değerli buluyoruz. Ancak mesele, öneri ile “akıl vermek” arasındaki farkı bilmektir.
Akıl vermek, çoğu zaman bir üstten bakışın ifadesidir. Oysa bir davayı anlamak için en çok ihtiyaç duyulan şey, anlamaya çalışmak ve saygı duymaktır. Bizim davaya olan bağlılığımız, bu mücadeleyi her yönüyle sahiplenmiş olmamızdan kaynaklanır. Bu yüzden eleştiri ya da gereksiz akıl vermeler, bizi yolumuzdan döndüremez.
Sorunlarımızı Paylaşabiliriz, Ama Çözüm Yolu Bizimdir
Dava sahipleri, karşılaştıkları sorunları paylaşabilir. Ancak bu paylaşım, yalnızca empati ve anlayış bekler, yönlendirme değil. Her davanın kendi dinamikleri, kendi koşulları vardır. Bu yüzden, dışarıdan verilen akıllar yerine, içten gelen destekler daha değerlidir. Bizimle aynı yolda yürüyenlere kapımız her zaman açık. Ancak, anlamadan, hissetmeden verilen fikirlerin bizi yavaşlatmasına izin vermeyeceğiz.

BULTÜRK’ün Davası: Bir Mücadeleden Fazlası
BULTÜRK olarak, bizim davamız yalnızca bir topluluğun mücadelesi değil, aynı zamanda bir kültürün, bir tarihin ve bir geleceğin korunmasıdır. Bu dava, gönüllülüğün, fedakârlığın ve inancın bir araya geldiği bir yolculuktur. Yolumuzda karşılaştığımız her zorluk, bizim için bir ders; ancak bu zorlukları aşmak için kimseye boyun eğmeyiz, yolumuzu şaşırmayız.
Biz davamıza inandık ve yolumuza devam ediyoruz. Yanımızda olanlar, bu davanın bir parçası olduklarını hissedenler bizimle gelsin. Ancak bizi anlamadan, eleştirmeye ya da akıl vermeye kalkmasınlar. Çünkü bizim davamız, dışarıdan görüldüğü kadar yüzeysel değil; bu dava, yüreğimizde taşıdığımız bir inançtır.

Son Söz: Destek Ol, Saygı Göster, Anlamaya Çalış
Eleştiri ve akıl vermek, davayı anlamadan yapılan yüzeysel yaklaşımlardır. Bizim bu yolda en çok ihtiyacımız olan şey, gerçek destek ve samimi bir anlayıştır. BULTÜRK olarak, davayı sahiplenmek ve bu yolda dimdik yürümek bizim kararlılığımızdır.
Unutmayın, dava sahibi olanlar yolunu bilir, inancını korur. Bizimle yürüyenlere kapımız her zaman açık; ancak bizi anlamadan yönlendirmeye çalışanlara söyleyeceğimiz tek bir şey var: “Biz davamız için yola çıktık ve bu yolda devam ediyoruz. Siz anlamaya çalışın, biz anlatırız; ama akıl vermeye kalkmayın.”

Bir Cevap Yazın