Yazarlarımız

Birlik Arayışı: Dağınık Kuleleri Birleştirmek Yerine Temeli Güçlendirmek

Toplum olarak sık sık “birlik olmalıyız” diyoruz, fakat bu çağrının neden çoğu zaman sonuçsuz kaldığını pek az sorguluyoruz. Belki de asıl sorun, birlik olmayı yanlış noktada aramamız. Biz yıllardır dağınık kuleleri birleştirmeye çalışıyoruz; oysa yapmamız gereken, temeli güçlendirmek.

Birlik, tepeden aşağıya inen bir karar değil; alttan yukarıya doğru büyüyen bir bilinçtir. İnsanların birbirine güvenmediği, ortak bir gelecek tasavvurunun olmadığı yerde, en iyi sloganlar bile sadece havada asılı kalır. Birlik oluşturmak için önce ortak zemin gerekir; o zemin de ancak insanlar birbirini anlamaya gönüllü olduğunda oluşur.

Birlikte çalışmak da bu yüzden çoğu zaman kağıt üzerinde kalıyor. Aynı projede yer almak, aynı ekipte bulunmak, aynı hedefin içinde olmak… Bunların hiçbiri iş birliği garantisi değil. Çünkü birlikte çalışmanın asıl şartı, insanların birbirinin niyetini doğru okuyabilmesi. “Benim söylediğim doğru” diyenlerin değil, “Ben seni de duydum” diyebilenlerin olduğu yerde ekip ruhu doğar.

Birlikte hareket etmeyi öğrenmek ise belki de en zor olanı. Çünkü hareket, risk almak demektir; risk almak ise güven ister. İşte bu yüzden toplumlar çoğu zaman adım atarken tereddüt eder. Biz hâlâ temkinli bir yalnızlığın içinden birlik çıkarmaya çalışıyoruz. Oysa güven olmadan hareket olmaz; hareket olmadan da birlik kurulmaz.

Belki artık farklı bir şeyi denemenin vakti gelmiştir: Birbirimizi değiştirmeye çalışmak yerine, birbirimizi anlamaya çalışmak. Aynı düşünmek zorunda değiliz, ama aynı geleceğe yürüyebilmek için birbirimizin omzuna yaslanmayı öğrenmek zorundayız.
Çünkü gerçek birlik, benzerlikten değil, ilişkiden doğar.

Toplumları ayakta tutan şey, homojenlik değil; birbirini taşıyabilen farklılıkların varlığıdır.
Birliği yeniden tanımlamamız gereken yer tam da burasıdır.
Birlik, yan yana durmak değil; birbirine tutunabilmektir.

Bir Cevap Yazın