Yazarlarımız

Beyaz Köle Ticaretinin Gerçekliği Üzerine Düşünceler

Murat ULUTÜRK

Bu tür anlatılar, tarihi ve insanlık tarihini anlamaya yönelik ciddi bir soruya yol açar: Geçmişte yaşanan acılar, genellikle kim tarafından, nasıl, hangi çıkarlarla kaydedildi? Ve bu tarihi gerçekten nasıl anlamalıyız?

Irkçı ve Yanıltıcı Bir İddia: Beyaz Köle Ticaretinin Gerçekliği Üzerine Düşünceler

Günümüzde tarihsel anlatılar, çoğunlukla bir ideoloji ya da propagandanın aracı olabilmektedir. Bu nedenle tarih, bazen doğru bir şekilde anlaşılamaz ve yanlış bilgilerin üzerine bina edilmiş yeni anlatılar ortaya çıkar. Özellikle son yıllarda bazı çevrelerde, Yahudilerin İrlandalılar ve Afrikalı kölelerin ticaretine nasıl katıldıklarına dair yanlış ve yanıltıcı iddialar gündeme gelmiştir. Ancak bu tür söylemler, hem tarihsel gerçekleri saptırmakta hem de ırkçı ve zararlı bir bakış açısını pekiştirmektedir.

İrlanda ve kölelik tarihine dair pek çok yanılgı ve abartılı iddia bulunmakta, bununla birlikte Batı dünyasında kölelik tarihinin özellikle Irlandalılar üzerinden anlatılması, tarihi bir gerçeklikten ziyade güncel bazı grupların ideolojik amaçları doğrultusunda şekillendirilen bir argümandan ibarettir. Gerçek şu ki, Irlandalılar kölelik tarihinin önemli bir parçasıydı, ancak bu, onların Afrikalılardan veya diğer halklardan daha “az değerde” olduklarını ya da köle ticaretine katıldıkları anlamına gelmez.

İrlandalılar ve Kölelik: Bir Gerçeklik

17. yüzyılda, özellikle İngiltere ve İrlanda’da meydana gelen toplumsal değişimlerin etkisiyle, ekonomik zorluklar ve savaşlar sonucunda pek çok İrlandalı, zorla köle olarak satıldı veya “sözleşmeli hizmetçi” olarak çalıştırıldı. İrlanda’daki büyük açlık, savaşa katılanların sayısındaki azalma ve sömürgeci İngiliz yönetimi, pek çok İrlandalıyı köleliğe, sürgüne ve zorla çalıştırılmaya itmiştir. Ancak bu, “kölelik” kavramının, Afrika’daki büyük köle ticaretinden ya da daha sonra Amerika’ya taşınan Afrikalı kölelerin yaşadığı sömürüyle aynı kefeye konulamayacağı anlamına gelir. İrlandalılar genellikle “sözleşmeli hizmetçi” olarak satılmış, bu statü onları kölelikten farklı bir konuma yerleştirmiştir.

Afrika köle ticaretinin gelişmesiyle birlikte, Afrika’dan köleler daha pahalı ve daha yüksek taleple satılmakta, o dönemin ekonomisi için önemli bir iş gücü kaynağı haline gelmiştir. İrlandalılar ise bu ticaretin en düşük sınıfını temsil etmiş, daha ucuz ve kolayca satın alınabilen işgücü olarak kullanılmışlardır. Ancak bu durum, onların köle olmadığı gerçeğini değiştirmez. “Sözleşmeli hizmetçiler” sınıfı, kölelikten çok daha farklı bir konumdu ve genellikle iş gücü olarak kullanılan bu gruptaki insanlar, çoğu zaman İngiltere’deki soyluların ekonomik çıkarları doğrultusunda sıkıntılı bir yaşam sürmüşlerdir.

Yanıltıcı Hikayeler ve Propaganda

Söz konusu “Yahudi köle ticareti” gibi ifadeler, tarihin yanlış anlaşılmasına neden olan tehlikeli ve ırkçı bir bakış açısının ürünüdür. Ne yazık ki, bu tür iddialar, siyasi çıkarlar doğrultusunda şekillendirilmiş ve toplumu kutuplaştırmaya yönelik bir araç haline gelmiştir. Bu tür iddialar, tarihsel olayların gerçekliğinden ziyade, kimlik siyaseti ve ideolojik savaşlarla ilgilidir. Irkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemi besleyen bu tür anlatılar, özellikle toplumu kutuplaştırmak isteyen çevreler tarafından kullanılır.

Tarihe dair bu tür tahrifatlar, dünya tarihinin acı gerçeklerini görmezden gelir. Gerçek kölelik, hem Afrikalıların yaşadığı korkunç sömürüyü hem de dünyanın farklı kölelik deneyimlerini kapsamaktadır. Irlandalıların yaşadığı acı ve işkenceler gerçek bir trajediydi, ancak bu, Afrikalı kölelerin karşılaştığı sömürü ve işkenceyle kıyaslanamaz. Ayrıca, tarihsel kölelik olgusunu sadece tek bir grubun acısı üzerinden okumak, tarihi farklı halkların acılarına göre daraltmak anlamına gelir.

Gerçek Tarihi Anlamak: Daha Derin Bir Bakış Açısı

Tarihi doğru bir şekilde anlamak, yalnızca geçmişin acılarını doğru bir şekilde görmekle mümkün olur. Geçmişte yaşananlar, sadece birer olaylar silsilesi değildir; aynı zamanda bugünü şekillendiren, toplumsal yapıları ve kültürel değerleri yaratan bir süreçtir. Ancak tarih, sıkça, güçlülerin lehine yazılmış, zayıf halkların sesleri duyulmamıştır. İrlanda’nın tarihindeki acılar da, tarih kitaplarında yeterince yer bulmamış ve zaman zaman görmezden gelinmiştir. Fakat bu tür acıların diğer halklarla kıyaslanması, onları daha küçük ya da daha az önemli hale getirmeye çalışmak, tarihi daha da karartmaktan başka bir şeye yaramaz.

Gerçek tarihin yazılabilmesi için, her halkın, her milletin acılarının ve zaferlerinin doğru bir şekilde ele alınması gereklidir. Ancak bunun yapılabilmesi, ne geçmişteki ırkçı bakış açılarıyla ne de günümüzdeki yanılgılarla mümkün olabilir. Bu sebeple, tarihi doğru bir biçimde anlayabilmek için, her halkın yaşadığı acılara saygı göstererek, tarihsel olayları daha objektif bir şekilde incelemek gerekmektedir.

Tarihin Gerçekliği ve Gelecek İçin Dersler

Kölelik, sadece Afrikalıların yaşadığı bir acı değildir. Birçok halk, geçmişte köleliğin acı gerçekleriyle yüzleşmiştir. İrlandalıların yaşadığı zorluklar ve acılar önemli bir tarihin parçasıdır, ancak bu tür hikayelerin ideolojik amaçlarla çarpıtılmaması gerekir. Unutulmamalıdır ki, tarihin doğru yazılması, halkları birbirine karşı kutuplaştırmak değil, insanlık için alınması gereken dersleri içermelidir. Geçmişin acılarıyla yüzleşmek, sadece daha adil bir toplumun inşasına hizmet eder.

Bir Cevap Yazın