Musa VATANSEVER

Hayat planlarla dolu bir çizelge mi, yoksa sürprizlerle dolu bir yolculuk mu? Çoğu zaman, her şeyi kontrol etme ve kusursuz bir şekilde ilerleme arzusuyla, kendimizi sonsuz bir plan yapma döngüsünde buluruz. İyi hazırlanmış bir planın güven verdiği doğru, ancak hayatın asıl güzelliklerini o planların dışına çıkınca fark ederiz. Çünkü en iyi şeyler genellikle beklenmedik bir anda olur.
Çok düşünmek, insanın kendi ayağına dolanan bir ip gibidir. Kendimizi bir sorunun, kararın ya da olasılığın içinde kaybederiz. Sürekli “Ya şöyle olursa?” ya da “Acaba yeterince hazır mıyım?” sorularıyla boğulurken, anı kaçırırız. Oysa bazen düşünmemek, plansızca harekete geçmek ve kendimizi bilinmeyene bırakmak en doğru adımdır.
Hayatta kendimize koyduğumuz sınırlar, yalnızca bizi değil, potansiyelimizi de kısıtlar. Belki bir yola çıkarken “Şuraya kadar gitmeliyim” ya da bir projeye başlarken “Şu kadar yapabilirim” diyoruz. Ancak kim söylemiş, sınırlarımızın bu kadar dar olduğunu? Kendimize koyduğumuz her sınır, hayallerimizi de daraltır. Oysa bazen sınırların ötesine geçmek, beklenmedik yollar keşfetmek için tek ihtiyacımız olan şeydir.
Hepimiz hayatın sürprizleriyle karşılaşmışızdır. O beklenmedik telefon, tesadüfen tanıştığınız bir insan ya da hiç planlamadığınız bir yolculuk… Hayatın unutulmaz anlarını, bizi en çok etkileyen olayları düşündüğünüzde fark edersiniz ki çoğu, hiç beklemediğiniz bir anda olmuştur. Belki de bu yüzden, plan yaparken esnek olmak, hayata bir miktar özgürlük tanımak gerekir. Çünkü hayatın bize sunduğu en güzel şeyler, bizim dışımızda gelişenlerdir.
Bu yüzden bir sonraki adımınızı atarken, o çok detaylı planı bir kenara bırakmayı deneyin. Her şeyin kusursuz olması gerekmiyor. Kendinize, plansızlığın ve belirsizliğin tadını çıkarma izni verin. Unutmayın: En güzel anlar, bazen hiç düşünmeden yaşananlardır. Hayatın size sunduğu beklenmedik güzelliklerin tadını çıkarın.
Ve bir kez olsun, sadece yaşayın.